MENÜ

Sadece tecrübeyle

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş presle başladı mücadeleye... Almeida’yı bir de pozisyona sokabilseydiler işler daha farklı olurdu. Kağıt üzerinde çok problemli gözüken Galatasaray savunmasının zaaflarından bu sebeple yararlanamadılar ve Sarı-Kırmızılılar galip gelen taraf oldu

Beşiktaş son haftalarda alıştığımız orta alan presiyle oyuna başladı. Bu Galatasaray’ın alıştırdığı ön alan oyunu için zor bir engeldi. Veli, Atiba, Oğuzhan, Necip ve Motta defansif işlerini çok iyi yaptılar. Melo, Selçuk ve Ceyhun için topu ileri taşımak imkânsızdı bu preste.

Galatasaray’da Veysel Sarı ve Telles zaman zaman ileri çıkabilseler de bir akın sürekliliği ve pozisyon bulunamadı böylece.
Oyun Beşiktaş’ın istediği gibi başladı ancak eksik bırakan bir etken vardı; Olcay’ın düşük formu...

Topu kapmakta zorluk çekmediler, ancak topu uygun pozisyonda Almeida’ya ulaştırmadılar. Hemen her seferinde savunmanın arasına Almeida’nın koşu yoluna top atmaya çalıştılar. Portekizli’yi bu kadar geniş alanda, savunmanın arkasına koşturmak bir plan olamazdı. Ancak Gökhan Töre’nin iyi oyununa Olcay kendi standardında cevap vermeyince bu kaçınılmaz oldu. Kağıt üzerinde çok problemli gözüken Galatasaray savunmasının zaaflarından bu sebeple yararlanamadılar.

Bu eksik kalandı. Hata ise savunmada yapılan ve tehlikeli serbest vuruşlara yol açan fauller...
Galatasaray ancak bu durumda kalabalık gelip pozisyona yaklaşabildi. Ve 30’dan sonra maçı biraz olsun dengeledi. Presin ayarını biraz kaçırdılar.

En pozisyonsuz maç

Beşiktaş’ın presi Galatasaray’ın iç saha oyununu bozdu. 3’lü gibi başlayıp, hemen 4’lüye döndüler, sonra yine 5’liye... Bu tip oyunlarda Galatasaray’ın hücum hattında da sorun çıkıyor. Drogba, Sneijder ve Burak geri dönemiyor. Galatasaray’da savunma kanatları oyuna giremediği için de sadece göbekten hücum ediyorlar. İkinci dizilişlerden bağımsız olarak yaşadıkları sorun bu olsa da, tecrübe farkı Galatasaray’a galibiyeti getirdi.

Dany sahnede

Bu transfer yapılırken akla gelebilecek en kötü senaryo oldu diyebiliriz. Maç dengede giderken 38’de rakibin belki de en toy, tehlike yaratması en az ihtimal olan oyuncusuna çift ayak kayıp penaltı yapmak... Planlasanız, tahammüden çıksanız bu kadarı olmaz. Hatta bu kadar tartışmalı bir transferin ardından Dany’nin rakibe girerken gereğinden fazla dikkatli olması daha olasıdır. Öyle olmadı. Olabilecek ve akla gelebilecek en kötü senaryo gerçekleşti. Dany şanssız diyemeyiz. Ancak züccaciyeci dükkanına giren bir fil bile ondan daha dikkatlidir. Bu kesin...

Büyük sporcu


Semih çok iyi futbolcu ve daha iyi de olacak. Yani büyük bir futbolcu olma ihtimali yüksek. Öte yandan dün büyük sporcu oldu bile. Cüneyt Çakır’a gidip ‘top benden çıktı, korner’ demesi başka bir yerde sıradan bir vakadır. Burada öyle değil. Büyük sporcu o kornerden belki de gol yiyebileceğini bilir. Ve bu kararı onu bilerek verir. İşte bu yüzden Semih artık büyük sporcudur. Ben de Cüneyt Çakır gibi yürekten elini sıkıyorum.

Lazer silahtır

Beşiktaş iki kalecisini de kaybetti dün akşam. Cenk’in zar zor maçı bitirmesine yol açan talihsizliğe bir şey demek mümkün değil. Ancak umarım Tolga’nın gözündeki sorun ona tutulan lazerden olmamıştır. Eğer öyleyse lazeri tutan silahla maça girmiş sayılmalı.

YORUM YAZ