Necati akıl katıyor

Haberin Devamı ›
Necati’nin vuruşuyla gelen, mahallede yeniyetmelerle oynayan eski profesyonel abinin golü gibi. Koşabilir koşmuyor, pas verebilir kovalamıyor. Kolay kolay kimsenin aklına gelmeyecek bir tercihle, zeminin rezilliğini de aşıyor... Şaka bir yana attığı gol sezonun en güzel sayılarından biri. Ve Galatasaray bu yıl eğer şampiyon olacaksa Necati’nin payı çok büyük olacak. Bütün hücum organizasyonlarında var. Bütün gollerde var. Ve takım akıl katıyor.
Korkunç zemin Selçuk merkezli Galatasaray’ı izlememizi engelledi. Isıtmayla, ızgarayla Şampiyonlar Ligi standardında yatırım yapılıyor, ama zemini düz tutmak mümkün olmuyor.
Sivasspor da rakibi gibi bir pas takımı. Ligin sahaya enine en iyi yayılan bir kaç takımından biri. Galatasaray, Trabzonspor ve kendi evindeki Fenerbahçe kadar iyiler. Ama bizzat kendi sahalarının zemini en büyük düşmanları. Dün hariç tabii. Onlar Galatasaray’dan daha alışıklar. Orta sahada rakiplerinden daha iyiydiler. Enine iyi yayıldılar kale önüne kadar pasla gelebildiler. Ama kalede ve hücumda beceri noksanlığı vardı.. Muslera, Senecki’den çok daha iyiydi. Galatasaray hücum hattı da Eneramo ve Pedriel’in istikrarsızlığından çok farklıydı.
Ancak asıl önemlisi şu: Fatih Terim’in takımları genelde yüksek arzulu, hatta bu arzu sebebiyle kuruluş aşamasında zaman zaman kontrolü kaybedebilen takımlardır. Bu sezon başında bu durum özellikle vardı. Ama artık saha kenarında çok da alışık olmadığımız Terim tavrıyla yaşıyor takımı. Fazlasıyla soğukkanlı.Liderin farkı bu...
Sahaya yansıdı mı?
Alex diyor ki “4 sarı kart bir maç ceza demektir. Bu kadar basit”
Bu kadar basit olmalı tabii. Ama değil.
38. madde diyor ki: Müteakip müsabakalardaki ceza durumunu düşünerek bilinçli olarak sarı kart veya kırmızı kart gören futbolcuya 2 müsabakadan men cezası verilir.
Hakem niyetin sahaya eylem olarak yansıdığına emin ama raporuna yazmak istemiyor. Çünkü oyuncu hayır dese, ispatlaması mümkün değil. Böyle bir kördövüşünün içine girmek istemiyor.
Peki böyle basit bir konunda dahi görüş belirtmek istemeyen hakem ya da gözlemci, şike gibi ağır bir suçlamada nasıl görüş bildirecek?
Bakın! Şu sahaya yansıma zırvası, ancak amatör liglerde taraftarı olmayan kulüplerde geçerli olur. 27-0 biten maçlarda. Gerisi laftır...
Kart cezasına gelince. Aşırı sertliklerde görülen kırmızı kartlar dışında hiçbir kartın cezası sonraki maçlara sirayet etmemelidir. Para cezası yeter de artar bile...
Aksi taktirde insanlar kendilerince bir çıkış yolu arayacaklardır. Tıpkı Alex’in - muhtemelen - yaptığı gibi...
Bir mevzu ne kadar basitlikten uzaklaşırsa sorunları da o kadar karmaşıklaşır.
Ayrımcılık suçtur
Cezalı maçlarda tribünlerin kadınlar tarafından doldurulması konusu başta güzel gibi gelen korkunç bir fikir. Bunu defalarca yazdım. Vazgeçilinceye kadar da yazmaya devam edeceğim.
Bu karar kadınlara karşı bir cinsiyet ayrımcılığıdır. Suçtur.
Daha da öte anlamları vardır. Bu uygulama kadınların ceza ehliyeti olmadığı anlamına gelir. Bir cinsiyetin ceza ehliyeti olmadığının kabulü, otomobil ehliyeti alamayacağının kabulünden farklı değildir.
Bu bir pozitif ayrımcılık değildir. Pozitif ayrımcılık toplumda dezavantajlı olduğu kabul gören kesim ve kişilere tanınan ayrıcalıktır. Yani tribünledeki seyircilerin en az yüzde 25’i kadın olacak derseniz, bu bir pozitif ayrımcılık olur. Ama kadınların tribünlerini ayırırsanız bu sadece ayrımcılık olur.
Ya aday çıkmazsa
1-Demirören’in elindeki senedi kim imzaladı?
2-50 milyon euro civarındaki acil gideri verecek bir başkan adayı çıkmazsa ne olacak?
3-TFF Başkanı’nın bir büyük kulübe hem de şartlı borç vermesi doğru mudur?
4-Eğer bir başkan adayı çıkmazsa ya da yeni başkan para bulamazsa TFF Başkanı diğer icracılara mı katılacak?
5- Demirören’in aklında bir başkan adayı mı var? Hibe şartı bu mu?
6-TFF Başkanı’nın elindeki senedi başkan belirlemek için kullanması doğru mudur?