MENÜ

Kurumsallaşma mı? Sanmam!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bir sportif kurumun, kurumsallaşması nasıl olur?
Öncelikle sportif planın sürdürülebilir olmasıyla...
Galatasaray yönetimi futbol şubesinin sportif planından memnun mu?
Öncelikle bu plan 2 şampiyonluk, 2 süper kupa ve Şampiyonlar Ligi çeyrek finaliyle taçlanmış...
Bu tip bir tabloya rağmen yönetim plandan memnun olmayabilir mi? Evet. Ama öyle olmamış. Bu planla devam edilmek istendiği her seferinde vurgulanmış. Yani Canaydın’ın Lucescu üstü Terim hamlesi gibi değil... Yola Terim planıyla devam etme konusunda karar verilmiş.
O zaman yollar çeşitli sebeplerle ayrılmış olsa bile Juventus maçından 2 gün önce planı değiştirmek ‘kurumsallaşma’ başlığı altında kabul edilemez değil mi?
Peki Mancini’yle bu sportif plan üzerinde konuşuldu mu? Konuşulduysa kim konuştu? Ne zamandan bu yana konuşuluyor? Sportif planın sürdürülebilirliği üzerine kim kendisini yetkin hissedip böyle sıkışık bir zamanda Mancini’nin doğru bir aday olduğuna karar verdi?
Mancini’yi kim plana ikna etti?
Açık konuşalım. Bu yetkinlikte kimse yok ortada. Aysal’ın çevresindeki ekip bu konuda yeterli değil.
Ve bu kurumsallık değil.
Bu neden önemli?
Orta ve uzun vadede bir çok sebeple. Bin başlıkla bunu tartışabiliriz. Ancak benim altını çizmek istediğim daha çok kısa vade planı...

Kadro kırılgan

Rizespor maçında ilk göze çarpan kaçan onca gol kuşkusuz. Ama detayda kadronun kırılganlığı var. 10’da 6 yabancı yabancı kurulu zaten başbelası. Ancak asıl önemli olan Sneijder’in varlığında orta saha ve hücumu dizayn etmek. Terim sağ iç sol iç, ön libero, orta saha tandemi bir şekilde Selçuk’a yer açtı ve onu bu oyuna ikna etti. Burak’ı zaman zaman yedeğe çekti ama ona yer buldu. Ve Galatasaray geçen sene şampiyonluğu ve çeyrek finali bu planla kotardı.
Her maça 4-3-1-2’yle başladı, sıkıntı olduğunda kanat oyununa döndü. Riera’dan sol bek çıkardı, Engin’i idare etti vs.
Galatasaray’ın kadrosu kuşkusuz değer olarak üst düzeyde ama yapılan transfer hamleleri kırılganlığını gideremiyor.
Bu kadroyu sezon ortasında devralıp sportif planı değiştirmeden sürdürmek konusunda en az Terim kadar yüksek egolu teknik adamları ikna etmek kolay değildir.
Mancini akıllı ve politik bir adamdır. Buna kuşku yok.
Ancak Galatasaray’ın kadrosu ve ideal 11’i konusunda ikan olacağını hiç sanmıyorum.
Planı değiştircektir. Ve plan değişikliği bu kadroda sancı yaratır.
Bu sezon ortasında yapılacak bir iş değildir. Hem maddi hem manevi maliyeti yüksektir.
Sonuç olarak eğer kabul ettiğiniz bir sportif plan varsa teknik adama değişse de sizin yapmanız gereken bu planı devam ettirecek doğru kişiyi göreve getirmek olmalıdır.
Çünkü bir spor kulübünde kurumsallık her şeyden önce sportif planın sürdürülebilirliğidir.

En ideal aday kim?

Eğer Fatih Terim Galatasaray’dan sezonun içinde ayrılıyorsa sportif planının sürdürülebirliği açısından bu planın bir parçasının işi götürmesi idealidir.
O zaman seçenekler nasıldır?
1- Bu hocanın yardımcılarından biri olabilir. Şaş gibi...
2- Genç takım hocası olabilir.
3- Altyapı koordinatörü olabilir
4- Kulübü ve ligi iyi tanıyan bir usta olabilir. Denizli ya da Güneş gibi.
Büyük kulüpler ve büyük yatırımlar için seçenekler böyle sıralanır. Hele de sorun sonuçlar değil, sadece kişisel meselelerse. Yani plan hala kafaya yatıyorsa.
Peki bunlara gidilmiyor uluslararası bir markaya gidiliyorsa durum nedir?
Durumu kurtarmak, hava atmak, parıltı peşinde koşmak.
Yani Terim sonrası Hiddink gibi.
Terim sonrası Mancini...
Bu bir plan değil, durumu kurtarma operasyonu kimse kusura bakmasın.
Yine de hakkını verelim. Durumu kurtarma operasyonu çerçevesinde olabileceklerin en iyisi...

YORUM YAZ