Kocaman herşeyi denedi
Haberin Devamı ›
Aykut Kocaman, Alex’siz ama Alex’liymiş gibi bir oyun düzeniyle takımını sahaya sürdü. Kocaman’ın göreve geldiğinde yaptığı transferler, istediği oyun, Fransız tipi 4-3-3 varyasyonuydu. Ama Alex nedeniyle bu düzenden vazgeçmişti. Tamamen Alex’e bağlı olan oyuna, Stoch ve Caner’in yerini dolduramadığı bu pozisyona, Stoch’la başladı. Ne Caner’den, ne Stoch’tan yararlanabildi. Taa ki Stoch sola geçip, 360 derece kontrol etme zorunluluğundan kurtulana dek... Slovak oyuncu, sırtını çizgiye dayadığında birden Fenerbahçe’nin en iyisi oldu. Fenerbahçe baskı yapıyordu ve Beşiktaş da kaptığı topları özellikle Simao’yla kaçırmak istiyordu. Gökhan’ın fazlasıyla ileri çıkması durumundan dolayı Siyah-Beyazlılar bu taraftan bir boşluk buldular. Ancak son pasta ne yapacaklarına dair bir fikirleri yoktu. Geniş alanlar buldular ancak pozisyonlar değil. Simao ve Quaresma’nın sahada olduğu maçlarda her zaman olduğu gibi Fernandes gerideydi. Ve pozisyon kurulumuna katkıda bulunamadı. Aykut Kocaman, Bienvenu’yü oyuna aldığında Fenerbahçe daha ideal bir takım oldu. Alex’siz planında sanırım hep böyle olması gerekiyor. Oyun 2-1’e geldiğinde defansif açıdan oyunu tutmakta çok zorlanan, sonuna kadar risk alarak kurulmuş bir Fenerbahçe sahadaydı. Ama, kontratak yapamayan Beşiktaş, baskı da yapamadı. Fenerbahçe kalesini ablukaya alamadı. Aykut Kocaman’ın Galatasaray maçından sonra Alex’siz takımını bu şekilde formüle etmesini açıkçası beklemiyordum. Ama maç içi hamleleriyle onu sonuna kadar aradı. Ve neden Fenerbahçe Teknik Direktörü olduğunu gösterdi. Ancak Carvalhal sonrası Portekizli’nin planını daha kötü uygulayan Tayfur Havutçu için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Aynı oyunun daha kötüsünü sahaya koyacaksa Carvalhal neden gitti?










