Kapıları da Melo mu kırmış?

Haberin Devamı ›
Tokyo ne yapmış ki
Bir stada olimpiyat adı vermekle olmuyor. Hatta adını olimpiyat koymak olamıyor aslında. Bir stada olimpiyat ismini vermek için o statta olimpiyat yapmak geleneklere uygun değil. Ama biz inşaat yaparak her şeyi halledebildiğimiz düşündüğümüz için sorun yok. Ver Olimpiyat ismini olsun bitsin. Dolmabahçe’ye de Dünya Kupası Stadyumu diyelim. Kasımpaşa’ya da Şampiyonlar Ligi Kupası verelim. Olur mu? Stadın önüne de bir heykelini dikeriz...
Stadın adı olimpiyat ama kapıları kırık. Dopingli atletlerimiz gibi dalıyoruz sahaya. Dopingli haltercilerimiz gibi kaldırıp atıyoruz turnikeleri. Güreşçilerimiz gibi kırıyoruz kapıları. Şampiyonuz biz. En büyüğüz. Tokyo ne yapmış ki!
Fırat Aydınus tiyatrosu
Hoca kötüydü. Türkiye’nin en iyisi olma potansiyeline rağmen. Dünya çapında olmasına rağmen fazla düşünmekten yapıyor bütün büyük hatalarını. Burak’ın pozisyonundan bahsetmiyorum. Görmedi hataydı. Kartlar ise aynı şeyi söylemiyor tabi. Hep yanlış hesap yapıyor. Hep hesap yapıyor...
Ama en önemli hatası maçın daha başında sanırım 13. dakikada Bilic’i tribüne göndermeyişi. Geçen yıl kendi oyuncusuna kızdığı için tribüne yollandı Rıza Çalımbay bu ülkede. Daha
5 ay geçmeden uzun süre itiraz eden, alanını terk eden hakeme gözlük işareti yapan Bilic’e sinema filmi çeviren tiyatro oyuncusu tavrıyla, abartılı hareketlerle ‘bir daha yaparsan atarım’ diye uyarmak var mı?
Olmuyor... Bilic’i hepimiz çok seviyoruz, tamam. Harika bir figür ok...
Peki Rıza Çalımay iyi bir figür değil mi? Ne kötülüğünü gördük can yakan ortaları dışında.
Fırat Aydınus Birmingham doğumlu gibi davranmak istiyorsa, İngiliz hakem taklidinden çok o standartta maç yönetmeye başlamalı. Yoksa olmuyor. Yeteneklerine ihanet ediyor.
Beşiktaş yönetimi bütün hafta boyunca 75 bin kişilik stada 80 bin kişi gelsin rekor kırsın diye uğraştı mı? Uğraştı...
Maçtan sonra İç İşleri Bakanı Muammer Güler sportif organizasyondan men edilmiş 4580 kişiden 2100’ünün karakola gidip imza vermediğini söyledi mi? Söyledi...
Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan 8 kapının kırıldığını 10 turnikenin etkisiz hale geldiğini söyledi mi? Söyledi...
Ayrıca sadece 66 bin bilet satılmasına rağmen maçtan yarım saat önce statta 80 bine yakın seyircinin olduğunu açıkladılar mı? Açıkladılar.
Maça giden birçok taraftar biletlerinin kontrol edilemediğini üst araması yapılacak fiziki durum olmadığını duyurdu mu? Duyurdu?
TFF’nin profesyonel başkanı diyebileceğimiz Ufuk Özerten tv’ye çıkıp ‘Nasıl oluyor? neden oluyor!’ diye isyan edip ‘futbolun bir oyun olduğunu anlamamız lazım’ diye sızlanıp aslında bir şey söylememeyi başardı mı? Her zamanki gibi evet...
Peki ne yapalım yani? Ben mi ilgileneyim kapılarla?
Turnikeye Bilic mi baksın?
Melo mu çift dalıp kopardı telleri?
Yahu kime soracağız hesabı?
Bu maç nasıl başladı? diye kime soracağız.
Değil elektronik bilete geçmek, seyicinin kulağına çip yerleştirsen fiziki kontrol şartları olmadıktan sonra bir şey farkeder mi?
Açık söyleyeyim Beşiktaş taraftarına değil kızıp ceza vermek, teşekkür etmek gerekir. Bu kadar saçma sapan bir durumda bu kadar çabuk olayları kestikleri için.
Hepsi birden sahaya girmediği için...
Lutfi Arıboğan da sağ olsun, ‘iyi ki deplasman yasağı var, daha kötü olabilirdi.’ diyor.
E ev sahibi yasağı da olsun o zaman. Onlar da olmazsa hiç olay çıkmaz. Değil mi?
Bu mudur?
Maalesef çapımız da yarı çapımız da budur...
Burada pi sayısı bile farklı...