MENÜ

Kangren tehlikesi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Caner Erkin genel geçer futbol gerçekleri açısından bugünkü Fenerbahçe kadrosunda yeri sağlam bir oyuncudur. Nispeten 2 yönlü oyuna yatkındır çünkü.

Bu zorunluluk onun seviyesinin yüksekliğinden midir, Fenerbahçe kadrosunun dengesizliğinden mi?

Bunun kararını size bırakıyorum.
Dolayısıyla 2 hayati maçta üst üste korkunç, kontrolsüz ve son derece gereksiz penaltılar yaratmasını, onun Fenerbahçe’deki varlığını sorgulama penceresinden ele almak istemem. Normal şartlarda yaşamını sürdüren bir sportif ekip için bu, sorgulanması gereken bir durumdur belki ama Kadıköy’de daha önemli konular var.

Öncelikle tartışılması gereken Fenerbahçe orta sahasının ‘seviyesi’, ağırlığı, yeterli ya da ‘ucuz’ olup olmadığı konusudur.

Yani, Aykut Kocaman’ın, derbi seviyesine ve ağırlığına yakışmadığını söylediği penaltıyı değerlendirirken kullandığı analiz metodunu kendi takımının özellikle orta sahası için de kullanması gerekir. Ki bunu ikinci Vaslui maçından önce ve pazar günü zaten yaptı.
Topal-Cristian ikilisinin ideal orta saha göbeği olarak göründüğü kadronun yarattığı sonuç şudur: Krasiç’in, Sow’un, Stoch’un mecburen yedekte tutulmasına yol açan bir zayıflık, ağırlık, tutukluk.

Bizzat Aykut Kocaman ilk Vaslui maçından sonra bu orta sahanın hem hücum hem savunma yönünde direkt bir santrfor ve iki kanat hücumcusuyla Alex’i birlikte kaldıramayacağının kararını veren isimdir.

Dolayısıyla Kocaman tartışmaya mahal vermeden Fenerbahçe orta sahasıyla ilgili teşhisi kendisi koymuştur. Hoca’nın dışında birilerinin herhangi bir şey söylemesine gerek dahi yok. Bu, Vaslui karşısında Kuyt’ın orta sahaya verdiği destekle hücum yönünde işe yaradı ancak hepsi o kadar. Bu durum Aykut Kocaman’ın isabetle altını çizdiği, büyükler kamuoyunun transferperver hatta transfer bağımlısı bir millet olduğuyla alakalı bir durum değildir. Bu, onun çok ötesinde yapısal bir hata. Fenerbahçe’nin kontağını çevirdiğiniz ‘on’ düğmesine bastığınız anda teklemeye başlıyor ve sonunda ‘error’ veriyor. Çünkü bu seviyede bir makina bu şekilde çalışamaz.

Fenerbahçe’nin bir dolaşım sorunu var.

Topu en geriden pasla kurmak istiyorlar. Normal ve ideal olarak. Ancak en geriden itibaren yeterli pas durağı oluşturamıyorlar. Bu seviyede topu ayağına alan oyuncunun topu ayağına almadan önce en az 2 pas opsiyonunu tespit etmesi gerekir. Futbolda dolaşım böyle sağlanır. Fenerbahçe ilk Vaslui maçında ve pazar günü çoğu zaman oyuncularına tek pas opsiyonu dahi yaratamadı.
-Çünkü yeterince hareketli değiller.

-Ve buna bağlı olarak topu hızlı çeviremiyorlar.

Bu, her seviyede rakip için kolay baskı altına alınır bir yapı. Bu, bir vücutsa bu seviyede dolaşım bozukluğunun adı ciddi damar tıkanıklığıdır.

Sorunu tespit ettik. Peki tedavi?

-Fenerbahçe’nin salt-alverci orta saha göbeğini dönüştürmesi ya da değiştirmesi şart.

-Orta saha kanatlarının daha hareketli olması da. Sadece duruyorlar ve bekliyorlar. Sadece topa sahip olan hamle düşünüyor Fenerbahçe’de. Halbuki topa sahip olmak isteyenler düşünmeli. Yani pas opsiyonu artırılmalı.
Oyun hızı, pas isabeti ancak böyle artırılır.

-Hasan Ali henüz hücum yönünde rakibi itecek seviyede bir güç ve cürette değil. Rakip savunmayı hiç geri itemiyor, oyunda genişliği sağlayamıyor. Gökhan yokken Orhan belki daha da geride.

Sonuç olarak Kuyt ve Alex’e top bir şekilde ulaştırılmışsa sorun azalıyor. Ama bitmiyor. İlk Vaslui maçında Alex pas verecek kimseyi bulamadığı için topu kaptırdı, kademe olmadığı için rakibini düşürüp sarı kart gördü.

Pazar günü ise kariyerinin en çok pas hatası yaptığı maçlardından birini oynadı. Ve en önemlisi Fatih Terim 10 kişi kaldıktan sonra yaptığı 3 değişiklikte de sahaya hücumcu sürdü. Rahatlıkla...

Şimdi tüm bunlar çerçevesinde Fenerbahçe’nin hastalığı griptir geçer
diyebilir misiniz?

Dedim ya sorun dolaşım bozukluğudur ve korkarım kangren tehlikesi var.

Cüneyt Çakır’lar
Cüneyt Çakır Türkiye’de başka yurt dışında başka mı maç yönetiyor? Yoksa Türkiye başka bir iklim Avrupa Şampiyonası, Şampiyonlar Ligi mi başka? Misal o meşaleleri yakıp atanlar, sahayı su yağmuruna tutanlar, ışıkları söndürenler Avrupa sahnesinde yapıyorlar mı bunu?

En azından artık yapıyorlar mı diyelim.
Peki herkes bu kadar standartsızken Çakır’dan beklentiniz ne? Çakır’ı değil, kendimizi tartışmamız lazım. Çakır maçta Kuyt’a yapılan faul gibi ciddi birkaç hata yapmış bir hakemdir sadece. Ama yönetim seviyesi 4 gün arayla iki çok kritik penaltı yaptıran Caner’in ya da tamamen kontrolden çıkmış Engin’in gerisinde diyebilir misiniz?

Çakır’ın bunları umursadığını sanmıyorum ama biz umursamalıyız. Eğer sorunu gerçekten çözmek istiyorsak tabii. Yok istemiyorsak devam...

YORUM YAZ