Arama

Popüler aramalar

''İnan''mış bir nesil yetiştirmek

Abone OlGoogle News

''İnan''mış bir nesil yetiştirmek

Haberin Devamı

Bazı oyuncular küçük takımların büyük oyuncularıdır. İçinde bulundukları grupta ışıl ışıl parlarlar. Alıp bir üst seviyeye çıkardığında bırakın parlamayı, makinenin sıradan bir parçası dahi olamazlar.Bazı oyuncular vardır, her seviyede ne görev verirseniz yaparlar ama ortaya bir inisiyatif, bir yaratıcılık koyamazlar. Bazı oyuncular vardır. Var olan yeteneklerini sergilemek için onlara hiçbir temel görev vermemeniz gerekir. Boş bırakmanız, rahat ettirmeniz. Size ara sıra da olsa fayda sağlarlar ancak onları taşımanız gerekir. Bir de özellikle Türkiye’de az bulunan bir tür var... Selçuk İnan gibiler.... Her seviyede, her kalitede içinde bulunduğu takımın en iyisi olurlar. Ama öyle cafcaflı bir futbolla değil. O yüzden onların hangi seviyeye kadar çıkacağını tahmin etmek kolay değildir. Son derece yaratıcı ve bitirici işleri büyük basitlikle, gösteriden uzak bir şekilde yaparlar.Gösteriye kaçmazlar. 3 asist yaptığı maçta dahi maçın yıldızı olarak başkaları gösterilir. Çanakkale Dardanel’de de çok dikkat çekmeyecek şekilde takımın en iyisi odur... Manisa’da da, Trabzonpor’da da, Galatasaray’da da. Real Madrid’de de... Selçuk İnan bu ülkenin örnek sporcusudur. Aldığı paranın altında ezilmez. İşini sonuna kadar iyi yapar. Başarıyı belki hiç hak etmeyenlerle bile paylaşmaktan çekinmez. Sadece kendisi, sadece takımı için değil,arkadaşlarının bireysel başarıları için de oynar. Bu ülkenin okulları, aileleri, kulüpleri Selçuk İnan gibileri bir metotla sürekli olarak yetiştirebilirse hiçbir sorunumuz kalmaz.

Haberin Devamı

Terim’in mühendisliği ve Play-Off

Maç yazısında da yazmıştım. Sezonun en kötü Galatasaraylarından biriydi derbideki. Ancak ligin tek Avrupalısını yenebildi. Bunu bir Galatasaray eleştirisi olarak alabilirsiniz. Bu büyük bir övgüdür de. Galatasaray 6’lı omurgasının sadece doğru yerleşimler, ekstra bir çaba sarf etmeden kazandığı bu maç, potansiyelini de gösteriyor. Fenerbahçe maçında gördüğümüze benzer bir hareketlenmede neler yapılabileceğinin işaretleri var önceki günkü maçta. Terim’in mühendisliği sanırım bu yıl artık şampiyonluğu kazandı. Normal şartlarda Play-Off 18 puana kadar farkı kaldırır. Zira puan ikiye bölünecek ve 9 olacak. Aşağıdaki yukarıdaki içeride dışarıda yenerse geriye 3 puan kalır. Bu da şampiyonluk ihtimali devam ediyor demektir. Ancak Terim mühendisliği ile kurulan bu takımı şu anda içeride dışarıda yenmeye yakın bir takım gözükmüyor. Dolayısıyla hiç uzatmadan şunu söylemek mümkündür: Galatasaray Şampi.

Milli takım, genç karma

Hafta sonu Fatih Terim’in yaptığı açıklamalar arasında kaynayan, sürpriz olmayan şekilde dikkat çekmeyen bir tespit vardı. Şöyle dedi Terim, “Ceza almayacağımızı bilsek bazı yaş gruplarında takımlarımızı yarışmadan çekebiliriz.” Galatasaray alt yapısının şu anda istenen seviyede oyuncular yetiştirmediğinden şikayet ediyordu.Bundan sadece birkaç gün önce bir başka büyük takımımızın alt yaş gruplarından oyuncularla birlikteydik.

Yönetimlerinden şikayet ediyorlardı. Cep harçlıklarının verilmediğinden, servislerin kaldırıldığından. Türkiye’nin temel sorunu aslında bunlar ama tabii ilgi çekmeyecektir. Durum buyken Avcı’nın milli takımını eleştirmenin neresinden bakarsanız haksızlık olacağını biliyorum. Ama şu da bir gerçek ki, bu takımın gençlikle göz boyamanın ötesine geçmesi zor. Çünkü çağrılan oyuncuların büyük çoğunluğunun kendi takım 11’lerindeki yerleri bile tartışmalı. Yenilenme alttakilerin üsttekileri zorlamasıyla dışarı atmasıyla olur. Burada öyle bir durum yok. İzlediğimiz her üst düzey maç bunu gösteriyor. Umarım bu genç kadro Avcı’nın bu cesur ama fazla bir temele dayanmayan tercihlerini doğrulayacak özel bir çaba sarf ederler. Yoksa bugün için yine en iyisi Egemen’dir, yine ya Tolga ya Volkan’dır. Hâlâ Hakan Balta’dır vs. vs...

Haberin Devamı

Seba ne kadar hibe etti?

Beşiktaşlılar başkanlarına “Kulüpten alacakları ne olacak?” diye sorarken hibe mi bekliyorlardı? Yoksa bu borç nasıl oldu diye mi soruyorlardı? Sahi Süleyman Seba ne kadar hibe etmişti kulübe? Amacım duygu sömürüsüyapmak değil. Başkan adını son zamanda sıkça kullandığı için soruyorum. Ya da şöyle soralım. Genel kurul “Hayır biz hibe istemiyoruz!” diyebilir mi? Demeli mi?Bakın!Beşiktaş ona para veren değil, ondan maaşalan yöneticilerce yönetilmeli. Galatasaray da, Fenerbahçe de... Eğer öyle olursa hiçbiri kendisini kulübün sahibi zannetmez. Bu yaşadığımız abukluklar da daha az yaşanır. Bu kulüplere paranızla sahip olamazsınız. Olmamalısınız. Para kuşkusuz çok önemlidir. Ama sizi önemli yapmaz. O yüzden hep hatırlamak için sormalı ve silkinip kendimize gelmeli. Hep sormamız gereken şudur: Seba ne kadar hibe etmişti

Haberin Devamı