İnanılmaz reaksiyonsuzluk
Haberin Devamı ›
Her şeyi tahmin ederdim ama bu kadar reaksiyonsuzluğu asla.
Muslera’dan başlamak üzere. Yediği ilk gol Muslera’nın asla yiyeceğini düşünmeyeceğim tek gol şekli. Elini uzatabildiği, dokunabildiği bir topu, hem de bu kadar çaprazdan kaçırması...
Semih’ten, Selçuk’a, Melo’dan Yekta’ya... Belki daha kötü oynamıştır bu oyuncular. Ancak bu kadar reaksiyonsuzluğu tahmin etmek zordu. Her türlü yenilgiyi tahmin edebilirsiniz ancak Selçuk’un ya da Melo’nun bu kadar oyunun dışında kalmasını asla.
Her seferinde yanlış tercihler
Galatasaray’ın oyunu rakibine kabul ettirmesi ancak çizgiden çizgiye oyunu açıp Eboue ve Telles’i orta sahanın hatta hücumun parçası yapmasıyla mümkündü. Ancak orta sahanın merkezi işi yapamadı. Her seferinde yanlış tercihler yaptılar pas opsiyonu bulduklarında. Ön tarafı bu sebeple küstürdüler. Telles’in ve Drogba’nın ilk yarıdaki hamle ve çabalarını törpülediler. Kabul edelim. Çok kötüydüler.
Mancini’nin ikinci yarıda Melo’yu savunmanın göbeğine alıp 3’lüye dönmesi de hiçbir şeyi değiştirmedi.
Bütün bunları Chelsea’nin yüksek bir tempoyla sağladığını düşünmeyin. Sadece sahaya doğru yayılarak, topu da Galatasaray’a bırakarak durdurdular. Mourinho durdurdu desek daha doğru olur. Çünkü Chelsea’nin de adına yakışır yüksek tempolu akınlar yaptığını söylemek olası değil. Sadece doğru durup doğru yayılarak işi bitirdiler. Hatta akınlarda ağır kaldıklarını bile söyleyebiliriz.
İnanılır gibi değil
İlk golde Melo’nun Hazard’ı takip etmemesiyle denge bozuldu ve maçı rahatlattılar. İkincide ise alan savunmasının zaafı ve Ivanovic’in Drogba’ya duvar olması işlerini kolaylaştırdı. Ancak hem Terry, hem Cahill’e arka arkaya vurdurmak inanılır iş değil.
Galatasaray’ın ligdeki reaksiyonsuzluklarına alışmıştık ama Avrupa’da bu ilk oldu. 6-1’lik Real maçında dahi bu kadarı olmamıştı.










