Arama

Popüler aramalar

Güzel ve kötü oyun!

Haberin Devamı

Bir iyi oyun var. İstediğini alan. Bir kötü oyun var sonuca gidemeyen. Bir güzel oyun var. Hem istediğini alan hem sonuca giden. Bir de çirkin oyun var, hiçbir işe yaramayan.

Fenerbahçe bugüne iyi, doğru oyunlarla geldi. Dün güzel oynamaya çalıştı ama kötü oynadı. Eskişehir kupa maçı yazısının başlığı ‘İstediğini alıyor’du. Futbol böyle bir şey. Bir güven işi. Yaptıklarınız sonuç verdikçe güveniniz artıyor. Daha fazlasını arıyorsunuz. Hiç kuşkusuz dün Gençler karşısında sahaya çıkan Fenerbahçe bu ruh halindeydi. Güzel oynamak istediler...

Gençler hep soldan

Ayrıca 11 olarak olmasa da oyun açısından Benfica maçının bir provası olarak da görüldüğü açıktı. İyi savunma yapan, iyi bir kontratak takımına karşı net bir oyun testiydi belli ki. Gençlerbirliği hücum açısında oldukça kuvvetli olduğu sol kanadını oyunun merkezi yapmıştı.

Bazen neredeyse hiç bakmadan mesafe tanımayan toplar attılar Ermin Zec’in beklediği uca... Zec her seferinde hücum kaynağı oldu. Bu Gökhan Gönül’ü çok zorladı. Tosiç’i de maçın yıldızlarından biri yaptı.
Aykut’un ilk yarıdaki golünü tekrar ettiği ilk sayıda kornere yol açan uzak markajı ve ikinci golde stopere dönememesi bunun yorgunluğundan mı bilinmez ama şu bir gerçek: Gökhan çok yoruldu, dağıldı.
Fenerbahçe iki ofansif (ya da iki yönlü) orta sahasıyla deplasmanlarda az kullandığı bir oyunla önde oynuyordu. Ama erken gelen gol sonrası Gençler’in kontra planıyla birlikte ceza sahası önüne iyi yığılan savunması Fenerbahçe’ye uzak şutlar dışında pek şans vermedi. Ve ligi de bitirdi. Fenerbahçe çok güzel oynayarak başladığı maçı çok kötü bir oyunla bitirdi. Gençler ise güzel değil belki ama çok iyiydi...

Gençlerbirliği ve Fuat Çapa
Fuat Çapa ülkenin futbol gerçeklerini çok güzel tespit etmiş bir teknik direktör. İnandığı oyunu değil, geçerli olan oyunu iyi oynatıyor. Öne geçtikten sonra 8’li harika bir duvar ördü kendi ceza sahası ön çizgisine. Fenerbahçe’nin buraya gelmesine hiç itiraz etmedi. Konuk ekip kanada gittiğinde 3’lü bir karşılamayla hep onları ortadaki çukura çekti. Önde markajsız olan bu alana gitmeye başladı Fenerbahçe. Ancak orada da duvar vardı işte. Çapa’nın planı çok iyi işledi. Fenerbahçe hiç geçemedi.

2-5-3’e dönüş


Aykut Kocaman devre arasında işlemeyen, basit bir kontratak planına takılan oyunda bir değişiklik yapmadı. Sow’u, rakip savunmayı enine genişletme işine yarayacak olan Senegalli’yi almak için 57’yi bekledi.
Sonra, Caner sola; Gökhan, Topuz’un önüne; Kuyt, Webo’nun yanına. Fenerbahçe 3 santrforlu gibi
oynamaya başladı. 4-3-3 denebilir. Aslında 2-5-3... Ancak genç Ahmet’in detaylarla uğraştığı disiplinli savunmayı aşıp net pozisyon bulmakta çok zorlandılar. Hatta Egemen’i oraya yolladıktan sonra bile...

Caner’in ayakkabısı


Hadi önceden tespit edilemedi. Hadi ısınmada da tespit edilemedi. Hadi ilk yarının da sonu beklendi. Peki ya ikinci yarıda hâlâ kayabilmek nasıl açıklanır? Normal yürürken kayıp düştü neredeyse Caner. Aslında Kuyt’ın ve Webo’nun da durumları çok farklı değil. Rahat ayakkabı, ince taban kısa krampon seviyor oyuncular... Kabul! Ama bu kaygan zeminlerde ayakta kalma sorunu yaşama pahasına bunda inat etmeyi anlamak mümkün değil.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Buradan devam!‘’

22 Nisan 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI