Zeki, çevik ahlaklı...
Haberin Devamı ›
H H HBu defa yolu Başkent’ten geçmiş. Geleceğini parlak görenler ona çok güvenmiş, olağanüstü yetkilerle görev vermiş. Gerçekten de oynattığı futbolla alkış almış. Ancak evinde teşvik primi dağıtıp dibe batmış.H H HPara uğruna, Ankara’nın diğer bir takımı Gençlerbirliği’ne yatay geçişle uzanmış. UEFA Kupası’nda Avrupa’ya ismini duyurmuş. Camsız ekmek arabasıyla randevuya götürülüp, Fenerbahçe koltuğu için pazarlık yapmış.H H HBir Anadolu ekibine şampiyonluk tattırmak üzereyken “Federasyon önümüzü kesti” sözlerinin hemen ardından milli takımla sözleşme imzalayıp “Kazanınca üzüleceğimiz, kaybedince sevineceğimiz bir takım yaratacağız” demiş.H H HAvustralya kampı sırasında medyaya hoş görünmek için “Hakan takımın yıldızı, ondan asla vazgeçmeyeceğim” demesine rağmen, sadece 1 ay sonra “Sistemime uymuyor” açıklamasını yapıp, kadroya Ersen Martin’i almış.H H HSık sık Avrupa’da maç izlemiş. Hatta İnter’i o kadar çok seviyormuş ki, Emre’nin sakat olduğu dönemde bile Milano’daymış. Vefasızmış da! Münih gecelerini kendisine tanıtan Türk dostunu bir daha aramamış.H H HYardımcılarını hiç dinlemezmiş. Kadroyu kendisi kurar, oynatacağı futbolcuları her dönemde kendisi belirlermiş. Bu yüzden dostları da onun gerçek yüzünü görüp, bir süre sonra yalnız bırakmış.H H HAma o yılmamış, büyük bir markaya sırtına dayayıp, devlere kök söktürmeye devam etmiş. İsmi ön plana çıktığında sert çıkışlarını tekrarlamış, sanki geçen yıllar ona hiç ama hiç bir şey öğretmemiş.H H HUnutmadan...Ulu Önder Atatürk ne demiş: Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklasını severim...