MENÜ

Teşekkürler Sinyor!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta, her sezon olduğu gibi Monaco’daki UEFA etkinliklerine katıldım. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası kura çekimi, Süper Kupa Finali ve bununla birlikte UEFA Başkanı Michel Platini ile sohbet toplantısı. Fakat bu defa Golden Foot ödülleri için de oradaydım. Fanatik Gazetesi, ilk kez medya partneri olarak bu muhteşem galada Türkiye’yi temsil etti. Bilindiği gibi, Türkiye’den gelen oylar sayesinde birinciliği Fenerbahçe’nin süperstarı Roberto Carlos elde etti. Bu sevindirici haber bir yana, ben sizlerle geçtiğimiz cuma günü çekilen UEFA Kupası’na geri dönmek istiyorum. Efsane isim Can Bartu’nun çektiği kuraya...

Yaklaşık 10 yıldır kuraları takip ederim. En şaşaalı olanları zaten Monaco’de gerçekleşir. Çünkü burada Şampiyonlar Ligi grupları belli olur, UEFA Kupası’nda güçsüzler elendikten sonra kafa takımlar bu şehirde bir araya gelir. Kısacası Avrupa’nın elit kulüpleri, başkanları ve yöneticileri bu çok önemli hafta sonunu Monaco’da geçirir. Kulisler ve büyük transfer görüşmeleri burada yapılır, imzalar burada atılır. Ve her yıl kuraya efsanevi isimler katılır. Dünyanın tanıdığı, futbol geçmişi başarılarla dolu birçok dev isim gelir, kurayı çeker ve gider...

Birkaç yıl öncesine kadar sayın Şenes Erzik’in bazı kuralarda şahsen bulunduğunu hatırlıyorum. Ancak son UEFA Kupası’nda beni gururlandıran ve yıllarca özlemini çektiğimiz bir olaya şahit oldum. İnanın çok duygulandım, tüylerim diken diken oldu. Siz de orada olsaydınız, eminim aynı duyguları yaşardınız. Ben biliyordum, Can abinin kura çekeceğini. Fakat salonda bulunan Avrupa futbol ailesi merakla bekliyordu. Zaten Sinyor Bartu anons edilmeden, kendisi hakkında verilen bilgileri duyunca herkes büyük şaşkınlık yaşadı...



Evet, 2009 UEFA Kupası Finali’nin elçisiydi Can Bartu. Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak final öncesi Türkiye’yi, İstanbul’u, Avrupa’ya o tanıtacaktı. Tabii ki futbolu yakından takip edenler Can Bartu ismine yabancı değildi. Fakat Sinyor Bartu’nun bir önemli özelliğini kimse tahmin bile edemezdi. Güzel olan taraf da zaten buydu: “O, aynı günde Fenerbahçe formasıyla futbol takımını galip getiren golleri atmış, ardından da salona koşup basketbol takımını zafere taşırken potalara tam 10 sayı atmıştı”... Can abi salona girerken, müthiş bir coşku vardı, herkes onu ayakta alkışladı...

Aslında bu gururu yaşarken, bizzat kendisiyle görüştükten sonra sevincim daha da arttı. Kuradan sonra otelde buluştuğumuzda anonsu yapan kişiyi eleştirdi, “Ben basket maçında 10 sayı değil, 34 sayı attım. Delikanlı, önündeki yazıyı bile okuyamamış” diye öfkesini dile getirdi. Belçikalı gazeteci John Baetes’in söyledikleri ise ilginçti: Basket oynadığını zaten anladım. Topları eliyle o kadar iyi idare etti ki... Evet, Monaco’dan Can Bartu geçti! Teşekkürler Sinyor...

YORUM YAZ