Kopje koffie Frank?

Haberin Devamı ›
*Kahve içer misin Frank?
Bu Hollandalılar bir alem; Mesela, kahve içmeden güne asla merhaba demezler. Patates, hayatlarında önemli bir yer alır. Kızartmasını külahta, püresini ise her akşam etle birlikte tüketirler. Dünyanın en sosyal ülkesinde yaşadıkları için çok şanslılar. Hayata hep pozitif bakarlar. Bu yüzden iyi niyetlidirler, içten ve samimi duygulara sahipdirler...
Şimdi “Ne alaka” diyeceksiniz ama müsade edin anlatayım.
***
Diyor ki Frank Rijkaard basın toplantısında; Sezona erken başlamamız nedeniyle bir çok oyuncumuz çok fazla maç yaptı ve sezon sonu düşüşler oldu. Sakatlıkları da unutmamız gerekiyor. Çok önemli sakatlıklar yaşadık. Bunlara Kewell ve Baros’u sayabiliriz. Kadromuzun da kısıtlı olduğunu düşünüyorum. Yerlerine koyacak aynı ayarda oyuncumuz olmadı. Ne zaman baskılı bir maç olsa, takım olarak bunu kaldıramadık. Bu mental bir problemdi, pskolojik olarak daha güçlü olmalıydık. Daha iyi bir Galatasaray için daha iyi bir kadro kurularak devam edilmesi gerekiyor... Aslına bakarsanız, samimi bulmadığım daha çok açıklamaları var Hollandalı çalıştırıcının ama o bir efsane ya, ayıp olur kendisine fazla yüklenmek. Bu kadarıyla yetinelim...
-Fazla maç olayı o kadar basit bir bahane ki. Herkes bilir, Galatasaray yıllardır, sezonda en fazla maç oynayan oyunculara sahiptir. Çünkü her sezon Avrupa Kupaları’nda mücadele eder, genelde de 3-5 tur atlar. Milli oyuncularla doludur. Kısacası kadrosunda 50’den az maç yapan oyuncu yoktur, yani alışıktır fazla maç yapmaya!
-Sakatlıklara gelince; Türkiye Süper Ligi maçları patates tarlalarıında oynandığı müddetçe bu sakatlıklar devam edecek de, benim üzüldüğüm nokta, Kewell ile Baros’u örnek göstermesi. Eğer koskoca Galatasaray bu 2 futbolcunun sayesinde şampiyonluğu kaybetmişse, üzülmemek elde değil. Fakat bu 2 oyuncunun yerine yapılan transferlere ne demeli. Galatasaray seni teknik direktör olarak takımın başına getirmişse, büyük düşünerek yaptı bunu. O zaman sen Frank Rijkaard olarak transfer yaparken de büyük düşüneceksin. Haaa, transfere senin müdahilin olmadıysa, o zaman ceketini alıp gideceksin. Yani “3.5 milyon EURO’mu alırım, sesimi de çıkartmam” diyemezsin!
-Kadro sıkıntısı açıklaması bir facia; 30 futbolcuyla sezona başlamışın, bilmem kaç milyon EURO harcayıp transferler yapmışın, kadro sıkıntısından bahsediyorsun. Ayıptır hakikaten. 4 oyuncun Dünya Kupası Finalleri’nde mücadele edecek. Sokaktaki simitçiye teslim etseniz bu zengin kadroyu, en kötü 3’üncü olur, yalan mı!
-Baskı, mental problem ve pskolojik ifadeleri ise gülünç. Futbolcu olarak en üst düzeyde oynamış birisi bunlarla nasıl başedebileceğini bilir. Tekrarlıyorum, seni ‘sihirbaz’ futbol komitesi bu yüzden getirdi takımın başına! Ayrıca dünyanın en büyük takımlarından birinde teknik direktör olarak görev yaptın. Oradaki baskı ile buradaki baskı farklı mı?
***
Evet, Frank. Bu açıklamaları hiç ama hiç samimi bulmadım. Bu sen değilsin. Ama önemli değil, sezon başından beri yaptığım ‘kahveyle birlikte sohbet’ teklifim hala geçerlidir. Haber bekliyorum...