Arama

Popüler aramalar

İtalya coştu!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Demek ki cebi, pardon FIFA’nın kasası doluyor. Almanya 2006’nın mimarı Beckenbauer dahil herkes mutlu oluyor. Kimseden çıt yok. Alman TV’si RTL’nin yaptığı bir araştırmaya göre zaten tribünlere gidenlerin çoğu fanatik değil. Biletler sponsordan, eğlence olsun diye vakit geçirmek amaç. Abartmıyorum, önceden hangi ülkeleri izleyeceğini bilmeyenler var. Durum böyle olunca, diğerlerinden ayırdığımız evsahibinin de dünkü gibi kötü futbol sergileme hakkı var. Dönelim dün gecenin diğer çeyrek final mücadelesine; İtalya-Ukrayna. Açık belirtmeliyim bu iki ekibin maçın başından beri golü düşünmesi, izleyenleri az da olsa keyiflendirdi karşılaşmanın başlarında. Zaten Çizme’nın Zambrotta ile erken bulduğu gol, Blokhin’in öğrencilerini hücuma mecbur etti. Schevchenko ve arkadaşları toparlanıp iyi pas yapsa da ilk şutu ancak yarım saatten sonra kullandı. 1-0 önde olan İtalya Totti, Camoronese, Zambrotta ve Luca Toni ile bindirmelerini sürdürüyor, oyunun hakimiyetini rakibine kaptırmak istemiyordu. İlk yarının sonlarında Rusol’un sakatlanarak oyundan çıkması, Blokhin’i zorda bıraktı.İkinci yarıya İtalya daha temkinli başladı. İlerde Luca Toni tek başına kalırken, onun hemen arkasında Totti kontrataklarla pozisyon bulmaya çalışıyordu, bu ikiliyi zaman zaman Camoronese ve Zambrotta destekliyordu. Lippi’nin isteği üzerini ise kalabalık defans Ukrayna’ya fırsat tanımıyordu. Rus ekolün temsilcisi bastırıyordu, çok önemli gol fırsatları da yakalıyordu ama beraberlik golü bir türlü gelmiyordu. İtalyan oyuncuları böyle izlerken, kahramanca savaşmalarına tanık olurken aklıma hemen Güney Kore’li futbolcular geldi. Başarılı oldukları taktirde askerlikten muaf olacaklardı. Yoksa İtalya şampiyon olduğu taktirde Juventus ve Milan kimlikli yıldızlar “Temizeller operasyonundan” etkilenmeyecek miydi? O yüzden mi, canla başla mücadele ediyorlardı. Evet bence bu yüzden, çünkü İtalya coşmuştu bir kere. Luca Toni’nin arda arda gelen golleri tribünlerdeki taraftarları da coşturdu.Evet, İtalya evsahibi Almanya’nın rakibi olmuştu yarı finalde. Hem de 22 maçtır yenilmiyordu, bu şampiyonada da sadece 1 gol yemişti! Umarız bol gollü, bol pozisyonlu ve bol aksiyonlu bir mücadele izleriz.Bu arada iki önemli detayı da sizlere aktarmadan edemeyeceğim. Birincisi herkesin sessiz, uyumlu, kaliteli ve karakterli olarak tanıdığı Schevchenko’yla ilgili. Karakteri konusunda fazla bilgi veremeyeceğim ünlü golcünün Ukrayna takımında pek sevilmediği kesin. Fenerbahçe filelelerine Şampiyonlar Ligi’nde toplam 5 gol gönderen, İstanbul’da attığı 4 golle tarihe geçen kahramanımız, dün İtalya karşısında sefilleri oynadı. Bencil davranışları, pas alamadığı zaman takım arkadaşlarını azarlayışı ve teknik heyet ile iletişim bozukluğu Schevchenko’yu adeta sıradan bir golcü haline getirdi, onu efendi bilenleri hayal kırıklığına uğrattı.İkinci olay ise maçın hakemi de Bleeckere ile ilgili. Belçikalı “dostumuz” bilindiği gibi İstanbul’daki, tarihe geçen Türkiye - İsviçre maçını idare etmişti. Herkes iyi hatırlar, 90 dakika sonra hocamız Fatih Terim, de Bleeckere için “Hırsız” deyimini kullanmıştı. Adamı izliyoruz. Mükemmel maç yönetiyor. Grup maçlarında yönetti. Şimdi bu çeyrek finali. Demek ki Belçikalı gerçek bir profesyonel hırsız.