İnce ince doğradı...

Haberin Devamı ›
Evet, başlıktaki bu ifade Türk Futbolu’nda, Türk Spor Medyası’nda yıllardır sıkça kullanılan bir cümle... Hele hele son dönemde, ‘otoriteler’ bu kalıplaşmış eleştiriyi en babayiğit hakem için dahi yapabiliyor; Ve yıllardır, hala kimse, “Be adam, yeter artık. Bu iş hakemi eleştirmekle olmaz, hatayı başka yerde aramalıyız” demiyor, diyemiyor!
Bakınız, 2 gün önce Madrid’de Alman Milli Takım patronu Löw’le sohbette bu konuyu uzun uzun konuştuk. O da hakemi, bu eğlencede ön plana çıkarmanın kimseye yarar getirmeyeceğini, hatta futbola zarar vereceğini belirtti. Löw’ün görüşü bir yana, ben size son yıllarda Dünya Futbolu’na kazandığı şampiyonluklarla damga vuran İspanya’da bu işlerin nasıl işlendiğini kısaca anlatmak istiyorum.
Barcelona - Chelsea maçının ardından doğal olarak Cüneyt Çakır’la ilgili basında çıkan haberleri merak ettim. Gazeteme de maçtan sonra İspanyol basınının, yorumcuların hakemimizle ilgili düşüncelerini aktardım. Fakat ülkenin en önde gelen spor gazeteleri Marca ve AS’da Çakır’ın yönetiminin ön plana çıkarıldığını göremedim. Hatta iki gazete de Çakır’ın resmini bile basmamışlardı sayfalarında. Çok aradım, bulamadım. Bir kırmızı kart, bir penaltı ve bir kritik ofsayt pozisyonunun olduğu karşılaşmada ‘özne’ Cüneyt Çakır değildi... Keza Real Madrid - Bayern Münih müsabakasında da yine aynı senaryo. Hakemden tabii ki bahsediliyor fakat filmin başrol oyuncuları futbolcular ve teknik adamlar...
Şuraya varmak istiyorum; Biz bu ülkede neden hep kolay yolu seçiyoruz? Maç kaybettiğimizde neden hep suçu başkalarında arıyoruz? Karşılaşma başlamadan önce dahi neden hep hakemi konuşuyoruz, tartışıyoruz? 90 dakika biter bitmez, neden yöneticiler, teknik adamlar ve futbolcular ve bizler, evet medyamız, en kolay yolu seçip hakemleri acımasızca eleştiriyor? Neden mi?
Aslında bunun cevabı çok basit. Konuşmak, tartışmak, suçlamak bu ülkede parayla değil de ondan! Hakaretin bile cezası yok! Ağzı olan konuşuyor! Çoğu hakemlerimiz o kadar çok eleştiriliyor ki, zaman zaman namuslarına, haysiyetlerine laf atılıyor... Maalesef kimse bir şey yapamıyor, yaptırım uygulanmıyor; Uygulanmaya çalışıldığında ise ‘Sahaya atlamadım, beni sahaya ittiler’ denilebiliyor...
‘Şike varmış veya yokmuş, sahaya yansımamış, CAS davası geri çekilmiş ya da Süper Final’i boşuna oynuyormuşuz’u bir kenara bıraksak da şu futbolu adam gibi yaşasak olmaz mı?