Galatasaray Türkiye ise...

Haberin Devamı ›
Uzun süredir düşünüp duruyorum, “Ne olacak bu Galatasaray’ın hali?” Aslında bir fikrim vardı; Bülent Korkmaz göreve gelir gelmez kaleme alacaktım. Zamanlama kötü olur, ‘Galatasaray düşmanı’ ilan edilirim diye kendimi frenledim. O kadar çok yazıldı çizildi ki, aslında söylenecek fazla şey yok, bir o kadar çok şey de var...
Türkiye’de başarı şampiyonluğa endekslidir. Hepimiz futbol dahisiyiz. Bu yüzdendir ki, Türkiye’nin oyuncu olarak en kariyerli genç teknik adamını 2 maçta gözden çıkarabiliyoruz. Yahu yap adamla 4 yıllık sözleşme, arkasında bir dur; 6 ay sonunda gönderdiğin teknik adamların takımı ne hale getirdiği ortada değil mi?
Yönetim haykırıyor; Fazla üzerimize gelmeyin! Galatasaray Türkiye’dir, ona göre...
Ben de diyorum ki, eğer Galatasaray Türkiye ise;
1-Profesyonel futbol takımı, profesyonelce yönetilir.
2-Takımın başına getirilen teknik adama müdahale edilmez.
3-Hiç bir oyuncu hocasına küfür edemez.
4-Oyuncu hocasına küfür ederse, gereken yapılır.
5-Hiç bir oyuncu oyundan çıkarken, saha ortasından soyunma odasına gidemez...
6-Bu gerçekleşirse, geç kalan karar verilir, bileti hemen kesilir.
7-Başkan takımın başına kukla değil, kariyer sahibi bir teknik adam getirir.
8-Genel menacer işini yapar, teknik konulara girmez.
9-Yanlışlıkla(!) girse bile “Takımı ben şampiyon yaptım” demez.
10-Başarısızlık hiç bir zaman hakemlere mal edilemez.
Bu listeyi tabii ki mümkün olduğu kadar uzatabiliriz. Fakat rahmetli babam hep “Az konuş, öz konuş” derdi bana... Sadece şunu eklemek istiyorum; “Takıma bu kadar yeni oyuncu aldıktan sonra, yakaladığımız başarı, Amerika’da tez konusu olur” diyenler, Galatasaray’ı bu bataklığın içinden nasıl çıkarır, vallahi merak ediyorum...