Belçikalı ve Adanalı!

Haberin Devamı ›
Kardeşim Serdar Dinçbaylı kendisini daha iyi tanır. Serdar’a göre Aysal gayet medeni, ufku açık, Galatasaray’ın geleceğini düşünen çok zeki bir işadamı. Ayrıca kurumsallaşmaya ciddi önem veren ve Galatasaray Kulübü’nü Dünya’nın en iyi 10 kulübü arasına sokmaya gayret eden önemli bir kişilik. Bu kurumsallık ve Aysal’ın zekasıyla ilgili yazımın sonunda önemli detaylar vereceğim ancak, biraz da Fatih Terim’den bahsetmek istiyorum...
Fatih Terim’i iyi tanırım, Milyonlarca seveni kadar, belki bir o kadar çok da sevmeyeni vardır. Aslında işini yapan birisi hakkında çok fazla detaya girmek gereksizdir fakat, Fatih Terim başarı basamaklarını tırmandıkça, düşmanları da çoğaldı. Rakipler onu önce kıskandı, sonra da ondan korkmaya başladı. Önünü kesmek için binbir oyun tezgahlandı ama İmparator pes etmedi. Terim’i iyi tanırım dedim, hocayla gazeteciliğe yeni başladığım yıllarda tanıştık. 1996 Avrupa Şampiyonası Finalleri, daha sonra Galatasaray’da ‘Altın Yıllar’ ve bilindiği üzere yine Ay-Yıldızlı dönem. İyi bir ilişkimiz vardı. Bu ilişki ilerledikçe, iş gazeteci teknik direktörlükten de öteye gitti. İyi de oldu. Sevdiğim, saydığım hocamı dönem dönem çok ağır da eleştirdim, çünkü onun da hataları vardı, herkesin olduğu gibi. Ama dedim ya, zirveye emin adımlarla ilerledikçe, çelme atmak için sıraya girenler oldu. Fatih Terim’in CV’sine belleği yetersiz kalacak kişiler ince ince doğramaya başladı kendisini. Sadede dönelim;
Belçikalı Ünal Aysal, Adanalı Fatih Terim’in özelliklerini biliyor muydu? Biliyordu! Ee, biliyordu da 2 yılda bilmem kaç kupa kazandıran hocasının karakteri son haftalarda mı batmaya başladı! Terim’le denize giren, ıslanır her şeye katlanır. Ucuz bahaneler üretip kapının önüne de bir teknik adam böylesine zamansız konulur mu? Konulmaz! Milli Takım bahaneleri, federasyon başkanıyla karşılıklı tartışmalar, yalanlamalar, sayın Aysal’a yakışıyor mu? Yakışmıyor! Vallahi Aysal mı yalan söylüyor, Yıldırım Demirören mi bilinmez ancak her ikisinin de kamuoyu nezdinde inandırıcılıkları epey bir zarar gördü.
Yukarıda belirtmiştim, Ünal Aysal’ın kurumsallaşma hedefi ve zekası konusunda bir çift lafım var diye; Kurumsallığı ön planda tutan medeni bir kulüp başkanı, canlı yayında taraftar liderine SMS atmaz. Hele hele, hocasını şikayet eden futbolcusunu asla affetmez. Aysal’ın zekasına gelince... Başkan, Fatih Terim’i bu şekilde Galatasaray’dan kopartabiliyorsa, inanın bir bildiği vardır. Bu işi yapmak önce yürek sonra da zeka ister!
Son lafım da Aysal’ın etrafındaki ağır ve uzun goygoyculara! Gün gelecek tüm pislikleriniz ortaya çıkacak. Galatasaray’a zarar vereni gerçek Galatasaraylılar asla affetmeyecek...