Arama

Popüler aramalar

Süper Lig yola devam!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Maç öncesi basın merkezinde bir İtalyan gazeteci, yabancı bir meslektaşına “Bugün benim Güney Afrika’daki son günüm olabilir” diyordu. Belli ki, rakip Slovaka bile olsa İtalyan basın mensuplarının takımlarına tam anlamıyla güvenleri yoktu. 2006 Dünya Kupası’nı savunma futboluyla kazanan Gök Mavililer, bu turnuvada ise bir şampiyona yakışan oyunu bir türlü sahaya koyamıyorlardı.

İki takımın 11’lerine baktığınızda ilginç bir özellik göze çarpıyordu. Slovaklar’ın kendi liginde oynayan futbolcusu yoktu, İtalyanlar’ın hepsi ise Serie A’da top koşturuyordu. Ankaragücü'nden Vittek, Beşiktaş'tan Holosko ve Fenerbahçe’nin yeni transferi Stoch’tan dolayı Slovaklar ile daha alakalıydık haliyle... İlk iki maçta sadece 13 dakika şans bulabilen Stoch bu kez 11’de başladı. Ancak Slovaklar’ın galibiyetinde önemli bir rol oynadığını söyleyemeyiz. Boş koşular yapmaya çalıştı, kendini tam anlamıyla gösteremedi. Orta sahada ilk golün asistini yapan Kucak ile Hamsik daha dikkat çeken isimlerdi. Sahanın yıldızı Vittek iki güzel golle zaferin mimarı oldu. Başkent ekibinde bir sezonda 5 gol atan Slovak yıldız, turnuvada şimdiden 3 gole ulaştı.

Di Natale’nin vuruşu, Gök Mavililer’i hareketlendirdi, ancak Kopunek girer girmez İtalyanlar’ın sevincini kursağında bıraktı. Quagliarella belki turnuvanın en güzel golünü attı ama bu son şampiyona yetmedi. Bu kupanın futbol standardının üzerinde bir mücadele seyrettik. Özellikle son dakikalar tam bir heyecan fırtınası şeklinde geçti. Bu grup kağıt üzerinde turnuvanın en kolay gruplarında biriydi. Son finalist Fransa’dan sonra son şampiyon Gök Mavililer’in de kupaya Yeni Zelanda’nın altında sonuncu olarak veda etmesi büyük sürpriz. Kadrosunda Turkcell Süper Lig’den 4 oyuncu bulunduran ve tarihinde ilk kez katıldığı Dünya Kupası’nda ikinci tura çıkan 5 milyonluk Slovakya’yı ise alkışlamak gerek.