Arama

Popüler aramalar

Savunma sanatı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Beşiktaş defansının göbeğindeki isimlere bir bakalım... İbrahim Toraman, Gökhan Zan, İbrahim Kaş ve Baki Mercimek... Toraman ile Gökhan, EURO 2008 elemelerinde milli takım savunmasında da çoğunlukla görev aldılar. Yükselen değer Kaş, Fatih Terim’in son gözdelerinden. Fatih hocanın, onu 2008 Avrupa Şampiyonası kadrosuna alacağı konuşuluyor. Baki’nin de zaman zaman milli olmuşluğu var. Avrupa Şampiyonası’na gidecek bir milli takımın 23 kişilik aday kadrosuna girebilecek 4 potansiyel savunmacı bulunuyor yani Siyah-Beyazlılar’ın elinde. Bu rakam hiç de fena sayılmaz aslında. Tek tek bakıldığında Beşiktaş defansında bir problem yok gibi gözüküyor. Ancak bu oyuncular yan yana geldiklerinde demek ki birbirleriyle uyum ve diğer arkadaşlarıyla birliktelik sağlayamıyorlar. Beşiktaş 2-3 sezondur defansın göbeğindeki ideal ikiliyi bir türlü bulamadı.
Futbolun temel öğeleri üzerinde çok basit hatalar yapıyor Kartal’ın defans adamları. Rize maçında Gökhan Zan’ın üstüne vazife olmayan bir şekilde arka arkaya orta saha yuvarlağının biraz önünden attığı ikinci şut Beşiktaş’ın başına iş açtı. Burada ilginç olan Siyah-Beyazlılar’da hataların zincirleme şekilde devam etmesi. İbrahim Kaş da futbola yeni başlamış bir oyuncu gibi yanlış pozisyon alınca Kartal galip gelmesi gereken bir maçtan mağlup ayrıldı. Bu savunma kurgusunun üzerine şimdi bir de Gordon Schildenfield alındı. Beşiktaş defansının en büyük eksikliği geriden oyun kurmak. Edindiğim bilgilere göre 22 yaşındaki oyuncu da bu tipte bir futbolcu değil. Daha çok kesici özelliklere sahip, uzun boyunun verdiği avantajla da hava toplarında etkili bir isim. Drpic’e göre tekniğinin daha iyi olduğu söyleniyor. Nam-ı değer ‘Şifo’ her ne kadar Kartal’ın ilacı gibi durmasa da Mihajlovic, Katanec, Bilic, Popescu genelde iyi savunmacılar yetiştirmiş Balkan coğrafyasından gelmesi ve damarlarında Alman kanı da taşıması genetik özellikleri itibariyle biraz umut veriyor.
Ertuğrul Sağlam’ın Beşiktaş’ı Holosko’nun da gelişiyle hücumda hareketlilik kazandı ve rakipleri üzerinde ofansif baskıyı hissedilir derecede uygulamaya başladı. Ancak futbolun ana unsurlarından biri savunma yapmaktır. Hatta savunmayı kendi hücum hattından başlatmak zaman zaman başarının anahtarı olmuştur. Terim’in Galatasaray’ı UEFA’yı, Lucescu’nun Beşiktaş’ı 100. yıl şampiyonluğunu aynı mantalitesi ile kazandı. Beşiktaş 2008 yılında oynadığı dördü kupa olmak üzere yedi resmi maçın hepsinde gol yedi. Beşiktaş takımının, savunmayı bir sanat icra edercesine yapması bu kadro yapısı içerisinde bir ütopya gibi duruyor. Ama Sağlam’ın öğrencileri en azından işin temel gereklerini yerine getirerek, defansif açıdan açıklarını kapatırlarsa yarışta var olurlar, aksi takdirde bu savunma kurgusuyla işleri çok zor...