MENÜ

Katastrophe!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

“Tüm insanları bazen, bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız” demişti ünlü Amerikan Başkanı Abraham Lincoln... Beşiktaş’ta da artık gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. Çünkü gerçeklerle yüzleşmeyip, kendi kendinizi kandırmaya devam ettiğiniz sürece şampiyonluklar ya da kupalar kazanabilirsiniz ama uzun vadede hep kaybeden olursunuz. İki kupanın sadece taraftarın ağzına iki parmak bal çalmak ve geçici sevinç manzaralarına bir müddet neden olmak dışında pek bir işe yaramadığı görülüyor. Hem idari hem teknik anlamda yapılan yanlışları ve hatada ısrar etmeyi satırlara sığdırmak çok zor.
Beşiktaş, aslında teknik direktörü Mustafa Denizli’nin bu mantalitesiyle Wolfsburg maçını sahaya çıkmadan kaybetmiş, Avrupa defterini kasım başında kapatmıştı. Denizli son lig karşılaşmasının gününün veya saatinin değişmesi için istekte bulundu. Ancak bir teknik adam hele ki, 20 yıl önce Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı final oynamış bir hoca, böylesine kritik bir sınav öncesi federasyonla didişmek yerine işine konsantre olsaydı belki de sonuçları daha değişik olacaktı. Evet, özellikle Galatasaray’ın Avrupa’da fırtına gibi estiği dönemde Sarı-Kırmızılı ekibin erteleme talepleri genelde kabul edilmişti. Ama o günler artık geride kaldı. Eğer kalburüstü takımlarla yarışıyorsanız ki, bunlardan Devler Ligi’ndeki grubunuzda genelde ikişer tane oluyor, ona göre plan program yapmak zorundasınız. İnter ve Juventus bu periyotta 7 günde üçer maç oynadı. Biri Ukrayna’ya eksi 10 dereceye, öteki bulunduğu kıtanın çok uzağına, İsrail’e gitti. Beşiktaş ise iki maçını da İnönü’de oynadı. Avrupa’da mücadele eden bir Premier Lig takımı ortalama 55-60 arası resmi maça çıkıyor. Denizli’nin görevi kadrosunda bulunan her oyuncusunu her şart altında hazır tutmak olmalı.
90 dakika sonunda yanıma gelen ve daha önce Türkiye’de bulunması dolayısıyla futbolumuzu yakından tanıyan bir Alman meslektaşım Beşiktaş’ın son yıllarda gördüğü en kötü takımlardan biri olduğunu söyledi ve durumu tek kelimeyle özetledi: Katastrophe! Yani felaket, facia. Ardından da takımın sahaya taktik almadan çıkmış olup olamayacağını ve bir sistemi olup olmadığını sordu. Beşiktaş ile hiçbir gönül veya organik bağı bulunmayan tarafsız bir çift gözün sözleri benim için önemliydi. Ve İnönü’de saha içi ve dışı yaşananları belki de en iyi tanımlayan kelimeydi ‘Katastrophe’...

YORUM YAZ