Arama

Popüler aramalar

Gelenek meselesi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Güney Afrika, kendi organize ettiği kupada ikinci maçına çıkarken, Johannesburg’tan başkent Pretoria’ya uzayan alan alabildiğince Sarı-Yeşil’di... Formasını giyen, vuvuzelasını kapan herkes sokaklarda, Loftus Versfeld’in tribünlerindeki ezici üstünlük de tabii ki ev sahibindeydi. Mücadele kupanın genelinde olduğu gibi tatsız-tuzsuz başladı. İki takım da tedbirli ve temkinliydi. Dondurucu soğuk bir yandan, zevksiz futbol diğer taraftan, “Nedir benim bu çilem?” diye söylenirken, sahneye Forlan çıktı. Öyle bir vurdu ki, Güney Afrika kalecisi Khune çaresizce baktı. Sanki golde biraz da tartışılan meşin yuvarlak Jabulani’nin marifeti var gibiydi. Stadı arı kovanına çeviren vuvuzela seslerini bir an da olsa susturduğu için Atletico Madridli bizi de sevindirdi.

Lugano’nun 54’te kaçırdığı kafa golü klasına yakışmadı. Oysa ki Fenerbahçeli savunmacı Süper Lig’de bunun çok daha zorlarını atmıştı. Güney Afrika tek mutlak pozisyonunu 66’da Mphela ile yakaladı ve ondan da yararlanamadı. Gecenin yıldızı Forlan’ın, penaltı golünün ardından sahanın iyilerinden Alvaro Parreira ‘futbol eziyetine’ noktayı koydu. Zaten Parreira’nın bu durağan oyun anlaşıyla Afrika’nın kazanması çok zordu. Galiba ev sahipliği yaptıkları turnuvayı galibiyetsiz kapatacaklar.

İlk maçtaki temkinli taktiğinden vazgeçen Uruguay’ın hocası Tabarez’in ileride Cavani-Suarez-Forlan üçlüsüne yer vermesi dün geceki skorun oluşmasında belirleyici etken oldu. Ancak en önemli faktör Uruguay gibi futbol geleneğinden gelen bir ülke karşısında Sarı-Yeşilliler’in çok acemi kalmalarıydı. Çok geçmişte kazanılmış olsa da Güney Amerika ekibinin müzesinde bu kupadan iki tane var.