Beşiktaş'ın şansı...

Haberin Devamı ›
Beşiktaş, Antalya karşısında bu sezon en sevdiği skorla kazandı. Ancak Rizespor ve Sakarya maçlarında olduğu gibi kendi seyircisi önünde futbol açısından yine kaybetti. Bu maçlar teknik direktör Jean Tigana’nın oyunu okuma becerisinin ne kadar eksik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Fransız çalıştırıcının; Burak, Delgado ve Nobre’yi kenara alırken, yaptığı taktik müdahaleler oyunu ‘çorba’ya çevirdi. Çabukluğu minimum, hızı çok eksik olan Gökhan Güleç’i sağ kanada monte edip, bu bölgede oynaması gereken Ali Tandoğan’ı göbeğe ‘karıştırıcı’ göreviyle koyarak, 5’li orta sahayla İnönü’de Siyah-Beyazlılar’ı prangalı bir mahkuma dönüştürmesi kabul edilemezdi. Tigana’nın taktiksel denemelerinin kendi ismi ve tecrübesine yakışan, elle tutulur en ufak bir tarafı yoktu.1-0’ı koruma düşüncesinin Beşiktaş’ın başına Sakarya’da açtığı sonuç henüz akıllardayken, sahadaki görüntüye bir anlam vermek de mümkün değildi. Ama müthiş bir özveriyle sahada yer alan Murat Şahin üst üste 2. şoku önleyen isim oldu. Delgado kendine has tarzıyla klasını göstermeye başladı. Göbekte görev aldığı zaman da ne kadar efektif bir oyuncuya dönüştüğünü Antalya karşısında gösterdi. Burak ile Serdar’ın yaşları birbirine çok yakın. İkisi de geçen sezon 2. Lig’den Süper Lig’e yükselen takımlardan geldiler. Sezon başında Burak çok daha sansasyonel bir şekilde lanse edildi, Serdar’ın yeteneğinin daha eksik olduğu söylenebilirdi. Ancak Serdar’ın her gün futbolunun üstüne koyup, ileri doğru gittiği oranda Burak geri gidiyor. Tam bir cengaver gibi savaşan, yüzde yüze yakın konsantrasyonla canını dişine takarak oynayan Serdar’a bakınca tribünlerin sahada ne yaptığı belirsiz Burak’a gösterdiği tepkiyi normal karşılamak gerekir. Bu oyuncu artık ellerini başının arasına alıp, düşünmeli. Ama sanırım, çok erken yıldız ilan edilen bu genç futbolcunun yetenekleri de onu bu mertebeye taşıyacak düzeyde değil. Siyah-Beyazlı tribünler oyuncusuna sahip çıkma içgüdüsüyle ‘yuh’ seslerini bir anda alkışa çevirdi. Genç oyuncu için henüz geç değil ama çok az kredisinin kaldığının umarım o da bilincindedir. Antalya sınavının Beşiktaş açısından en çarpıcı taraflarından biri Kara Kartal’ın futbol olarak çok eksik olduğu karşılaşmada 10 maçtır yenilmeyen rakibini devirmesiydi. ‘Bu saatten sonra futbol beklemeyin’ şeklindeki klasik söylem günümüz şartlarında şampiyonluk kovalayan bir takım için makul karşılanabilir. Ama Beşiktaş bunu alışkanlık haline getirdi. Bu kadar negatif bir tablo içinde gözden kaçırmamamız gereken bir nokta var. O da Siyah-Beyazlılar’ın 30. ve 45. dakikalar arasındaki performansıydı. Beşiktaş sadece bu bölümdeki oyunuyla, izleyenlerin gözünde zirveye oynayan bir takım parıltısı verdi. Zaten Tigana ile öğrencilerinin bu konumda olmasının en önemli nedeni belki de son yılların en garip ve futbol kalitesi minimumda seyreden liginin oynanmasıydı. Düşünsenize bu takımın, Gordon’un Beşiktaş’ı, Feldkamp ve Terim’in Galatasaray’ı ile Parreira’nın Fener’i ya da Güneş’in Trabzon’una karşı mücadele ettiğini...