Ahlar vahlar içinde...

Haberin Devamı ›
Şampiyonlar Ligi’nde son 18 iç saha karşılaşmasında sadece bir kez yenilmiş, müzesi Avrupa Kupaları ile dolu bir rakibe karşı final maçına çıkmak hiç kolay değildi elbette. Zaten iş bu noktaya gelmemeliydi.
Ama çıkmadık candan umut kesilmez misali ve futbolun sürprizlere açık bir oyun olduğu düşüncesiyle mücadeleye başlayan Beşiktaş aslında dış saha performansı göz önüne alındığında kendi standartını aşan bir Avrupa deplasman maçı oynuyordu.
Ta ki, o ana kadar yaptığı kurtarışlarla gecenin adamı olabilecek Rüştü’nün ‘ofsayt’ diye duraklamasıyla yenilen ‘saçma-sapan’ gole kadar... Türk futbolcusunun hakemle oynama ısrarı yine çok şeye maloldu...
Oysa Rüştü gibi dünyanın tanıdığı bir kaleci önce çıkıp topu almalı, yani kendi işini yapmalı ondan sonra hakeme bakmalıydı.
İlk yarının sonlarında gelen gol Beşiktaş’ın moral motivasyonunu alt-üst etti. Ardından malum hikaye...
Bu sezon İnönü’de oynadığı 5 Avrupa Kupası maçında sadece Porto’ya kaybeden Siyah-Beyazlılar bir kez daha rakibine boyun eğdi ve Kara Kartal’ın inişli-çıkışlı, sürprizlerle dolu Avrupa macerası ‘ahlar-vahlar’ içinde Dragao Stadı’nda noktalandı.
Bu arada son haftaların formda ismi Delgado, futbol resitalini yenilgiye rağmen Portekiz’de de sürdürdü... Cisse her zamanki gibi çalıştı, didindi ama o da sistemsiz bir ekipte oynamanın şanssızlığını yaşıyor.
Anlamsız bir düşüş içine giren Serdar Özkan bir an önce toparlanmazsa kaybolup, gidecek ve Türk futbolunda bir yetenek hikayesi daha başlamadan bitecek...