Winner Team

En zor maçlar, hedefe ulaşıldıktan sonra oynanan maçlardır. Geçtiğimiz hafta şampiyonluğunu ilan eden Galatasaray açısından da Göztepe maçı böyle bir karşılaşmaydı. Üstelik İzmir ekibi, ligin en iyi futbol oynayan ve en dinamik takımlarından biriydi. Gürsel Aksel Stadı'nda müthiş taraftarıyla rakipler üzerinde uyguladığı baskı ise bu hikâyenin bir başka boyutuydu.
Haberin Devamı ›
Bütün bunların üzerine, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk'un gelecek sezona spektrum tutmak adına uyguladığı yüzde 70'e varan rotasyon devreye girince Sarı-Kırmızılı takım için sıkıntılı geçmesi beklenen bir mücadeleydi. Nitekim öyle de oldu. Özellikle de ilk yarıda.
Sanchez, Jakops ve Günay ayakta kaldı
Göztepe ilk 45 dakikada Galatasaray'a karşı mutlak bir üstünlük kurdu. Sezonun flaş isimlerinden biri olan Romulo'nun -bence Galatasaray hiç maceraya girmeden kesinlikle satın almalı bu oyuncuyu- başını çektiği forvet hattıyla Galatasaray kalesinde bir hayli önemli pozisyonlar yarattılar. Ancak karşılarında sezonun en iyi defans oyuncusu Davinson Sanchez, son haftalarda formu bir hayli yükselen Jakops ile kaleci Günay Güvenç'i buldular. Bu yarıda maçın en az iki farkla bitmesini önleyen isimler Sanchez, Jakops ve Muslera'nın halefi Günay'dı.
Haberin Devamı ›
Bence Uğurcan ve Günay kalede olmalı
Hazır, 8.5 reytingle maçın oyuncusu seçilen Günay'dan bahsetmişken, Muslera sonrası planlamadan da söz etmeliyim. Her şeyden önce Günay 33 yaşında ve ligin en tecrübeli kalecilerinden biri. Özellikle kupa performansı Galatasaray camiasının ona güven duymasını gerektirecek cinstendir. Şayet Muslera kalmak için ikna edilemeyecekse -ki öyle güzüküyor- yola Günay ile devam edilmeli ve arkasına da Eyüpspor kalecisi Berke Özer veya ona yakın bir profil alınmalı.
Emiliano Martinez gibi dünya çapında bir kaleciye harcanacak 30-40 Milyon Euro civarı paraların çok gereksiz olduğunu düşünüyorum. Hele hele Osimhen de kalacaksa veya ona yakın bir santrafor transfer edilecekse, kulüp bütçesini bir hayli zorlayacak bir operasyon olacaktır böyle bir transfer politikası. Kısaca; ya Muslera bir yıl daha kalmalı ya Günay Güvenç'e güvenerek yola devam edilmeli ya da Trabzon kalecisi Uğurcan alınarak, arkasında Günay ile kale sağlama alınmalı.
Dünkü ilk 11'den yarısı takımdan ayrılmalı
Hazır planlama olayına girmişken, Göztepe maçında, özellikle Şampiyonlar Ligi'ni baz alarak yeni sezona yönelik, yani kimlerin gitmesi ve kalması gerektiği yönünde bir kadro sahaya çıkaran Okan Buruk da sanırım kesin ve kat'i olarak kararını vermiştir diye düşünüyorum. Örneğin; artık Kerem Demirbay olmaz, Cuesta olmaz, Galatasaray'a gelmesini çok istediğim Frankowski olmaz, Jelert olmaz, Berkan olmaz, Yusuf Demir olmaz, Eyüp Aydın olmaz... Ahmet Kutucu için ise ehhh işte diyorum!.. Neyse, bütün bunlar bizim gibi zavallı kulların bileceği işler değil tabii; en iyisini kulüplerimize scout adı altında çöreklenen paşalar bilir! Ama biz yine de uyuzluk yaparak fikrimizi söyleyelim dedik!
Büyük takım refleksi devreye girdi
Göztepe karşısında ilk yarıda oynanan ve akabinde ikinci yarının ilk 15 dakikasında da devam eden kötü futbolun neticesinde neredeyse bütün Galatasaraylılar bu maçta puan kaybedileceğini düşünüyordu. Lakin öyle olmadı. Devreye 'Büyük Takım Refleksi' ya da bir başka deyişle, dünyadaki bütün büyük kulüplerde olduğu gibi Galatasaray'ın sahip olduğu, 'Kazanma Kültürü' girdi.
Haberin Devamı ›
Olmayacak bir pozisyonda; aslında o serbest vuruşta topun başında olması gereken Mertens'in yerine oyuna giren Kaan Ayhan'ın, hiç kimsenin beklemediği, kalecinin bile tahmin edemediği olağanüstü vuruşuyla sezonun en güzel gollerinden birine imza atması, Galatasaray'ın 'Winner Takım' olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Çünkü bu şut, Sarı-Kırmızılı takımın rakip kaleye çektiği ilk isabetli şuttu!
Gol sevinçleri takımdaşlığın en önemli göstergesidir!
Galatasaray'ın bu sezon attığı ilk frikik golü olan bu gol o kadar güzeldi ki, Davinson Sanchez, Kaan Ayhan karşısında neredeyse secdeye varacaktı! Yedek kulübesinde olanlar da Sanchez'e benzer bir reaksiyon göstermişlerdi bu gole; başta Mertens olmak üzere... Aslına bakarsanız bu sezonun sırrı da bu golde gizliydi: Galatasaray, her türlü futbol aksiyona canlı bir organizma gibi tepki veriyordu. Hatta sahada ve saha dışında da bu şekilde hareket ediyordu. Rakiplerinin, anlamadığı ve içini bir türlü dolduramadıkları, 'YAPI' şeklindeki kimsenin anlamadığı iksir bir sloganla bir takım hayali senaryolar üretmesinin sebebi de buydu aslında!
Okan Buruk 109 maçta 8 maç kaybetmiş!
Oysa gerçekler sahadaydı. Tıpkı dün geceki Göztepe maçında olduğu gibi. Galatasaray, muhtemelen gidecek oyunculardan oluşan rotasyonlu bir kadroyla çıktığı ve maçın genelinde kötü oynadığı bir lig müsabakasını daha üç puanla kapatmıştı. Sahip olduğu kazanma kültürünü bir kez daha sahaya yansıtmıştı. O kazanma kültürü ki; Okan Buruk ile son üç sezonda oynadığı 109 maçta 90 galibiyete karşın sadece 8 maç kaybetmiş bir takımdan söz ediyoruz.
Haberin Devamı ›
İşin bir sırrı da yüksek karakterli oyuncular
Elbette başka detaylar da vardı dünkü maça özel. İspanya Milli Takımı'nın Kaptanı Alvaro Morata'nın, İcardi ve Osimhen'in yokluğunda üstlendiği liderlik, attığı golden sonra yapılan değişiklikte kenara kadar gelip genç stoper Arda Ünyay'a verdiği destek akılda kalan önemli ayrıntılardı. Osimhen kalır mı gider mi bilemiyorum ama Morata ile jübilesine kadar sözleşme yapılmalı. Çünkü Galatasaray'ın son yıllarda en iyi yaptığı hamleler, takıma yüksek karakter seviyesine sahip oyuncuları transfer etmesi. İşte; İcardi, Osimhen, Morata, Lemina, Torreria, Sara, Sanchez, Sallai, Eren ve elbette takımın kimyası Barış. Yunus'u saymadım, o zaten alt yapıdan yetişti.
Büyük hayallere doğru yelken açılmalı
Tabii, bazı tatsızlıklar da vardı düne geceye ait. Galatasaray otobüsünün taşlanması, hakemlerin böylesine kolay bir maçta bile yaptıkları fahiş hatalar vs. Bütün bunlara ülkemizin sahip olduğu futbol ikliminin bir parçası diyelim ve geçelim! Galatasaraylılar, Yenikapı Meydanı'nda bugün yapılacak kutlamalara odaklanmalı; sevinmeli, gülmeli, eğlenmeli ve bu zorlu şampiyonluğun tadını doyasıya çıkarmalı.
Ve Galatasaray Yüzyılı'nı perçinleyecek gelecek sezona dair yeni ve büyük hayallere doğru yelken açmalı...