Uyuklayınca
Haberin Devamı ›
Solda De Souza ve Ergin, sağda Mustafa, Galatasaraylı oyuncuların kanat bindirmelerini engellemeye çalışıp, rakip kaleyi neredeyse hiç düşünmeden devreyi tamamladılar. Direkten dönen 2 top şansları oldu.
Eboue’nin direkten dönen şutunda da, Umut’un Sehiç’i geçip direkten dönen şutunda da pasları veren Selçuk takımın en önemli oyuncusu olduğunu bir kez daha gösterdi. İlk yarının son dakikasında Emre ile yaptığı ikiye bir ve gol bölgesine koşusu futbol adına mükemmeldi, ancak Burak pas vermek yerine şut atmayı tercih edince çok güzel bir hücumu heba etti. Selçuk’a başarıyla eşlik eden diğer isim de genç Emre’ydi.devrenin hemen başında Sehiç’in feci blokajını Umut iyi takip edip, Galatasaray’ı öne geçirince maç güzelleşecek diye düşündük. Ancak, Sağlam oyun planını değiştirmeyince oyun yine güzelleşmedi. Galatasaraylı futbolculara düşen tek bir iş vardı. Atamıyorlarsa yememek. Yapamadılar. Mersin İdmanyurdu’nun tek ve en önemli silahı duran top organizasyonları ve en önemli silahı da Nobre’ydi. Kornerde kaleci Muslera dahil tüm Galatasaraylılar uyudu, Nobre uyumadı! Sehiç’in yaptığı hata da hatırlanacak olura, “haydan gelen huya gitti” ama bu seviyede yapılan hatalar yakışmıyor.
Kadronun zenginliği giren oyuncuların katkısıyla anlam kazanır. Amrabat ve Aydın takıma katkı yapsınlar diye oyuna alındılar. Amrabat bırakın tabelayı değiştirecek katkı yapmayı top kontrol edemedi. Aydın en ufak bir katkı veremedi.
Galatasaraylı futbolcuların her ikili mücadelede kendini yere bırakması, sürekli faul almaya çalışması da güzel gözükmüyor. Kesin bir şey var ki, “Rüya kadro” yakıştırması abartılı olmuş...