Arama

Popüler aramalar

Utanıyorum

Haberin Devamı

Durakta bekleyen Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları karşılıklı tezahüratlar ediyor. Çocuklar kaçıp minibüse biniyor. Yıldız yokuşunda polis tarafından durduruyorlar. Polis arabaya girerek, “Üzerinde forma atkı olanlar saklasınlar. Aşağıda Beşiktaşlı taraftarlar saldırıyorlar” diyerek kamu güvenliğine katkıda bulunuyor.

Remzi ise metrobüse binen şanslılardan! Galatasaray ve Fenerbahçeli taraftarlar birbirine giriyor. Bir teyze ayağa kalkıyor ve bağırarak, “Yarın anneler günü. Anneleriniz sizi evde bekliyor. Sevincinizi üzüntünüzü taşkınlık yapmadan yaşayın. Annelerinizin yüreğine indirmeyin” diyor. Ortalık duruluyor.

Tuncer abi arıyor, “Hakan Ankara’dan gelen misafirimle maça, stadın en güzel ve pahalı locasına gittim. Uzatmanın bitmesine 3 dakika kala polisler geldiler ve burayı boşaltın dediler. Sakin sakin stadın dışına çıktık. Ne olduğunu anlamadan kafa hizasından biber gazını yedik. By pass olmuş, 4 damarı stentli bir insan olarak, bir maçtan sonra bu yaşadıklarımı bana kim açıklayabilir. 48 senedir tribündeyim, bundan sonra gitmem” diyor.

Avrupalı’nın eğlencesi futbolda bir müsabakadan sonra ülkemizde bunlar yaşanıyor. Yetmiyor, Fenerbahçe’ye karşı ev sahipliği yapılan 2 maçta Galatasaray taraftarları rakibe tek bir kötü söz söylememişken, Galatasaraylı futbolcular TV kameralarının önünde sevinicini yaşarken, holiganların kullandığı kelimelerle şampiyonluklarını tarif ediyorlar. Biz onları sahadaki performanslarıyla övgüye boğarken, sözümüzü geri aldırıyorlar. Ancak yönetim ve futbolculardan özür yok!

Son bir aya bakalım, neler olmuş
Bırakın 3 Temmuz’dan bu güne yaşananları, son 1 aya bakalım. Emre Zokora’ya ırkçı söz söylediği iddiasıyla disipline gitti. Televizyonda özür diledi. Ayrımcılıktan değil, hakaretten ceza yedi. 58. madde değişmeli diye imza veren Nihat Özdemir yaptıkları basın toplantısında, “İlk günden beri görüşümüz aynı. 58. maddenin değişmesini hiç istemedik” dedi. Sadri Şener soyunma odasına indi, Semih’e çirkin sözler söyledi. “Emre’yi almaya inmiştim. Davranışım yanlıştı ama bulsaydım daha kötü olurdu” dedi. Trabzonspor 4 maç ceza aldı. Şenol Güneş Trabzon’un da bu ülkenin bir şehri olduğunu, ötekileştirilmemelerini söyledi. Ünal Aysal, “Kupayı seyircimiz önünde almak istiyoruz” dedi. Ertesi gün, “Ben de maça gidiyorum” dedi. Maça gitmesi haber oldu! Sonraki gün “Kupayı kazanırsak orada almak istiyoruz” dedi. Federasyonun başkanvekili, “Sadri adam değil” dedi. O disipline sevk edilmedi! Genel kurulda “58. Madde değişmesin” diyen Demirören yönetimi 58. maddeyi değiştiriverdi. Etik kurulu kararı 4-5 gazetecinin eline aynı anda geçiverdi, disiplin kurulu kararları gece 2,5’ta açıklanıverdi. Galatasaray’ın itiraz ettiği 105. madde ise Terim’e yaradı. 3 maç cezanın ikisi bir sene sonraya ertelendi! Aslında sebep burada da siyaset, Terim’e güven içinde maç seyredecek yer bulunamamasındandı! UEFA lisansı almak için son gün 4 Mayıs’tı. 4 Mayıs’ta talimat değişti 15 Mayıs oldu ve Beşiktaş da lisans aldı! Federasyon yedek üyesi Yemen Ekşioğlu, “Kupayı götürmeyeceğiz. Törenler maçtan bir gün sonra” dedi, iki saat sonra Demirören, “Kupa Saracoğlu’nda verilecek” dedi. Maç bitti, Fenerbahçeliler biber gazı ile boğuldular, çıldırdılar. Olaylar dünya basınına koz verecek cinstendi. Aykut Kocaman, üzerlerine oynanan oyunları anlatıp, “Cüneyt Çakır işi bitirdi” dedi. Başbakan emir verdi, kupa verildi! Taraftarın dışarı çıktığı stadyumda kupanın neden koridorda verilmek istendiğine dair bilgi edinilemedi! Daha sonra Demirören, “kaptanlar gelsin” dedi, futbolcuları tebrik etmeden kupayı kaptanların ellerine tutuşturup, dönüp gidiverdi. (Bir anda aklıma gelenleri yazdığım yukarıdaki paragrafa başka olayları eklemek, hatta kitaba çevirmek mümkün, eksikler için kırılmayın) Korkarım daha bitmedi Daha Fenerbahçe-Bursaspor kupa finalini, tahkim kurulu kararlarını, mahkemenin neticelenmesini ve UEFA’nın tavrını bekliyoruz. Yani yeni kavgalar kapıda duruyor… Kendisi açısından herkes haklı. “Pardon” diyen bir kişi yok… Dibin de dibindeyiz. Bu iklimi değiştirmek için çırpınmıyor, yangına benzin döküyoruz. Biz bu muyuz, utanmıyor muyuz, sadece son bir aya bakınca ülke olarak futbol iklimi açısından ne kadar saygı hak ediyoruz? Sağduyulu davranmaya çalışan ben utanıyorum, her şekilde, rakipleri acıtmaktan, insanları birbirine düşürmekten çekinmeyenler niye utanmıyor?
Sporu, sporun evrensel değerlerini bilmediklerinden!

Lütfen siz kulüp yöneticilerine uymayın...
Rahmetli abim Cem Can’ın sözüyle bitireyim: Futbol asla sadece futbol değildir lafı Türkiye’de bu kadar beğenildiyse eğer, en fantastik versiyonu Türkiye’de oynandığındandır!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Son düdüğe kadar‘’

14 Mayıs 2012, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI