Türkiye mi? Ağlatmayın beni

Haberin Devamı ›
100 yaşından büyük kulüplerimizden Galatasaray’ın, başkanı Ünal Aysal’ın da konuşmasından haberdarsınız, Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç’un da. Hatta Yıldırım Demirören’in 58. maddenin değişikliği için toplanan genel kurulda yaptığı konuşmayı da!
Bizdeki futbol siyasetini, milyonların gündemini belirleyen büyük yöneticiler öyle konuşuyor, bakın İngiltere’deki bir futbolcu neler söylüyor... Edip abi (Adanır) şahane bir haber yazmış... İngiliz kulüplerinin erken elenmesi üzerine İngiliz yorumcuların İspanyol futbolunu övüp kendilerini yermeleri üzerine, Manchester United’ın eski yıldızlarından Gary Neville mükemmel bir tepki göstermiş. Senelerdir anlatmaya çalıştığımız bilgileri bir kaç cümlede özetleyivermiş. Noktasına dokunmadan bir solukta okuyacaksınız.
Neville; “Kabul ediyorum, Barcelona dünyadaki en iyi takım. Fakat Real Madrid bu sezon La Liga’yı kazanacak gibi gözüküyor. Premier Lig’de kimin şampiyon olacağı son maça hatta son 10 dakikaya kadar gidebilir. Düşme hattı da senelerdir son haftalara kadar büyük bir çekişmeye sahne oluyor. Düşecek üç takım rahatlıkla ilk dörtteki takımları yenebiliyor. Şampiyonlar Ligi için ilk dörtte kimin olacağı son haftalara kadar çekişmeyle devam ediyor. Maçlar ortalama 35.000 seyirciyle oynanıyor. UEFA sıralamasında Premier Lig ilk sırada. İspanya ikinci!”
“Televizyon yayınları 208 ülkeye satılıyor, gelir 479 Milyon Pound. İspanya 150 ülke ve 132 milyon gelirle Premier Lig’in altında. Son 10 Şampiyonlar Ligi finalinde bizim 7, onların 4 takımı var.
Barcelona ve Real Madrid’in başarısının arkasına saklanmış bazı gerçekler var. La Liga takımlarının sadece vergi borcu 625 milyon Pound. Sadece Atletico Madrid’in 129 Milyon pound borcu var. 5 kulüpleri kayyumdan döndü. Bizde 2010 senesinde Portsmouth örneği var, ondan sonra gelir tablosu kulüpler arasında eşit dağıtıldığı için sorun çözüldü. İspanya’da en büyük payı ilk iki takım alıyor. Premier Lig’de oynayan hangi yabancı futbolcuya sorsanız, ‘Hem futbol hem de tesisler bakımından bundan iyisi yok’ dünyada diyorlar. Bizim yorumcular da yerden yere vurmak için fırsat arıyorlar.”
Bu kadar analitik yaklaşan, bilgiyi doğru düzgün kullanan bir futbolcuyu bırakın, yöneticiyi bırakın, başkan gördünüz mü Türkiye’de!
Yayın gelirlerinin paylaşımında Anadolu kulüplerine yüzde 3’lük toplam ekstra gelir verilmesi teklif edildiğinde sözde büyüklerin nasıl şahin kesildiğini hatırlar mısınız?
Ya da Anadolu kulüp başkanlarının büyük kulüp başkanları karşısında el pençe divan duruşunu gözden kaçırmış olabilir misiniz?
Profesyonel Futbolcular Birliği, Antrenörler Derneği var mı? Her yasa değişikliğinde taban birliklerinin oyu azalırken niye gık çıkmaz?
UÇK kaldırılıp, futbol emekçilerinin alacağı 10 yıl sonraya ertelenebilir mi İngiltere’de? Maç oynatabilirler mi?
Türkiye’nin 30 küsur ilinde 14 yaşından küçüklerin lisanslı futbol oynayamadığı ülkemize federasyon yönetimlerine hesap soran bir kişi var mı?
Sporda kirlilikle kavga için ağız birliği, gönül birliği eden kaç başkan, kaç teknik adam ve oyuncu hatırlıyorsunuz?
Ya da “hakikaten” rakibine saygı duyan kaç başkan biliyorsunuz?
Neville’nin İngiltere İspanya kıyaslamasını okurken düşündüm bizim hakkımızda ne düşünüyordur diye! “Avrupa Avrupa duy sesimizi, işte bu Türklerin ayak sesleri” diye bağırılır ya senelerdir.
Yayınlarımız hiçbir yere satılamıyor!
Bırakın şampiyonlar ligini, son 12 sene UEFA’da final, pardon yarı finalimiz yok!
Atletico Madrid’in borcunun fazlası bizim kulüplerimizde!
Çoğu gerçek bir incelemede kayyuma kalabilir!
Bizde de İspanya gibi en üyük payı 3+1 kulüp alıyor!
Bizde ispanya’dan fazlası da var. Anadolu kulüplerinin başkanları 3 büyük kulüp sempatizanı, hatta kongre üyesi, hem de gururla!
Neville, İngiliz yorumçulara İngiltere futbolunun değerini ve gerekçelerini anlatırken, biz de Platini’den himmet bekliyoruz... Sonra sayın bilmem kim, sayın başkan, en büyük başkan bizim başkan!
Hadi oradan...
Böyle başkanlarımız olacağına, Neville kadar zeki, bilgili, farkında, fair futbolcun olsun.
Hatta o bizim başkanımız olsun...