Şahane bir akşam

Fatih hoca, Trabzonspor’a karşı yaşanan orta sahadaki zafiyetini Taylan’la çözerken, Luyindama yerine Marcao’nun başlaması da savunma hattına sınıf atlattı. Nelsson çok önemli müdahalelerde bulundu. Savunma kanatlarındaki Yedlin ve van Aanholt asli görevlerini iyi yaparken, hücumda beklenen katkıyı sağlayamadı. Hele, Aanholt’un hücumda yaptığı top kayıpları can sıkıcıydı. Galatasaray, dengeli savunmasını etkili hücumlarla süsledi. Berkgamp’a benzettiğim Halil Dervişoğlu, Lazio defansından ‘topu canlandırarak’ çıktı ama şutu savunmadan döndü. Orta saha ve forvet oyuncuları Halil’e ayak uydurabilirlerse, izleyenleri ve rakipleri gole doyurabilirler...

Muslera’nın dönüşü

Muslera’yı da kutlayalım. Sezona talihsiz başlayan Uruguaylı kaleci formuna kavuştu ve biri 0-0, diğeri 1- 0 öndeyken yaptığı iki önemli kurtarışla 3 puanı cebimizde tutan isim oldu... Cicaldau hep doğru yerde topla buluşuyor, çok gol atacaktır... Berkan’ın şanssızlığı, top arkadaşlarındayken açı yaratıp pas istemesine rağmen pasların hep yana yapılması. İnsan sinirlenir!

Kerem’in talihsizliği

Top ayağına geldiğinde heyecan verici bir oyuncu olan Morutan’ın enfes şutunun direkten dönmesi talihsizlikti. Kerem’in Halil’le geliştirdiği 2’ye 1 atakta şut atamadığı gibi pas da verememesine ‘beceriksizlik’ diyenler de çıkabilir, biz tecrübesizlik diyelim. Oynadıkça daha doğru kararlar verecektir. Net fırsatlar kaçarken, büyük ikramiye çıktı. Strakosha’nın amatörce hatası Galatasaray’ı 3 puana taşıdı. Sarri’nin, ‘bela’ İmmobile’yi oyundan çıkarması da iyi oldu. Maç Galatasaray’ın hakkıydı, hem moral, hem puan, hem de zaman kazandılar.