Arama

Popüler aramalar

Nakavt!

Haberin Devamı

Aslında maçın kırılma anı 24. dakikaydı. Diego sol kanattan yapılan ortayı son anda keserek Trabzonspor’un öne geçmesini engelledikten hemen sonra, kornerin ardından kazanılan topla hücuma çıktı. Trabzon ceza alanına kadar dripling yaptığı kontratağı en doğru adama, Kamara’ya pas yaparak tamamladı. Onur’la karşı karşıya kalan Kamara için de gol yapmak hiç zor olmadı.

Diego topla çıkarken Trabzonspor’un orta sahasında kimse onu karşılamadı! 5 dakika sonrasında da bu kez Necati, Malecki’nin güzel pasında şahane bir vuruşla sanki maçı noktaladı. Trabzonsporlu taraftarların, “Ah bu da kaçar mı?” diye dövündüğü tek net pozisyon yakalayamadığı maçın anahtarı, orta sahadaki mücadeledeydi. Hürriyet ve Alper, Colman ve Soner ikilisine karşı hem hücumda daha verimli oynadı, hem bu ikiliye pas yaptırmadı. Alper için bir parantez açmak lazım. Hücuma çıkarken pas tercihlerinde genelde hata yapmasa Eskişehirspor daha fazla net pozisyon yakalardı.

Tello takımını çok iyi organize ederken, son haftaların gözdesi Adrian hiç etkili olamadı. Diego kalesini bir golden koruyup, bir de gol pası verirken, Bamba hiç fayda sağlamadı. 6 Kasım’da, “Rahmetli Erdoğan Arıca’nın bir lafı vardı: Büyük takım yaptığıyla ölçülür. Büyük kulüplerin takımları büyük olmaz. Potansiyelinin tamamını sahaya yansıtandır büyük takım!

Haklıydı... Trabzonsporlu futbolcular, ‘Biz büyük takım futbolcusu gibi oynuyoruz’ diyebilir mi?” diye yazmıştım. Ben de, Trabzonsporlu futbolcular da hâlâ aynı noktadalar. Sözün özü; Eskişehirspor birbirini tamamlayan, aynı dili konuşan ve ‘büyük takım’ olma yolunda ilerleyen bir kadro, Trabzonspor ise darmadağındı. Ersun Yanal ve öğrencileri, Akhisarspor’a kaptırdıkları 3, Fenerbahçe ve Elazığspor maçlarında kaçırdıkları 2’şer puanı çok arayacaklar, çok.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü