MENÜ

Kahrolmazsınız ki!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İnsanın içinden ne yazı yazmak geliyor ne futbol konuşmak. Bu sorunu bu kadar büyütmemek, çözmek zorunda olanların şimdi yine baş köşeye oturup vaazlar vermesine tahammül edemiyorum. Çocukluğumda hatırlıyorum da biriktirdiğimiz haftalıklarımızla biletimizi alır, ikinci ligde oynayan Antalyaspor’u görme heyecanıyla bekler, gazetelerden takip ettiğimiz rakibin şöhretli isimlerini keyifle izler, maçın bitiminde bir hafta sonraki maçın hayallerini kurmaya başlardık. Her perşembe öğleden sonra çift kale olurdu ve dükkanını kapatan antrenman maçına koşar, çalışmayı dolu bir kapalı tribün izlerdi. Şiddet, küfür o zaman da vardı. Ama birisi birisine küfür ettiği zaman ağabeyler, amcalar uyarırlardı. Ve çoğunluk ‘ahlaklılar’dı, futbolseverlerdi, futbol bir eğlenceydi. Öyle seneler geçirdik ki, bu hafta Trabzon dışında Birinci Lig’de maç oynanan hiçbir statta tribünler dolu değildi. Hiçbir statta eğlence yoktu. Bir çocuk vardı ona da sistemin beslediği, belki de koruduğu bir cani müsade etmedi. İnsan olan herkes elbette Cihat’ın ölümüne üzülür, yüreği dağlanır. Cihat’ı öldürdüler, futbolumuz sürünüyordu, komaya soktular. Taraftara şirin gözükmek adına yapılan tüm çirkinliklere göz yumanlar, hiç görmeyenler, hiç okumayanlar, hiç bilmeyenler, ‘bir iki kendini bilmezin yaptığı tüm camiaya maledilemez’ciler, statlarının en güzel yerini bilet parası vermeden ‘kulübün menfaatlerini korumak’ adına (ne hakla, ne sıfatla, ne cüretle) terör yaratanlara, gerçek taraftarı bozanlara terkedenler, ağlıyorlar, ne kadar üzüldüklerini belirtiyorlar ve ben buna dayanamıyorum. Hakaret etmek istiyorum, edemiyorum. Türkiye’nin en modern statlarından biri olan İnönü’de bir çocuk bıçaklanıyor, stadın içindeki ambulans dışarı çıkıyor, zaman kaybediyor, müdahale ve yaşama şansı elinden alınıyor. Güvenlik kameralarından fail tespit edildi deniyor, dört bin kişi statta tam 23.00’e kadar bekletiliyor. Bekleyenlerin umrunda değil. Yarısı kahkahalarla gülüyor. Bir insanın üzülmesi için daha acı ne olabilir! Duyguları da mı alındı bu insanların! Yayıncı kuruluş felaket. “Bir genç öldürüldü galiba” diyor maç arasında. İnönü’ye çocuklarını gönderen binlerce anneyi, babayı yakıyor, kavuruyor. Güvenlik yetkilisi şahsiyet(!) TRT muhabirinin sorularını lütfen cevapladıktan sonra, “Rahatladın mı şimdi?” diye soruyor! Özel güvenlikçiler, tribünü değil maçı seyrediyor. Beşiktaş İkinci Başkanı maç analizi yapıyor! Ertesi gün Sayın Vali, Federasyon Başkanı’yla şiddet yasasının kararlılıkla uygulanacağını açıklıyor. İlk güvenlik kurulu toplantısında kulüp başkanlarına lütfen soruversin; “Bugüne kadar kaç yüz bin bedava bilet dağıtmışsınızdır? Bu biletleri kimlere verdiniz? Aralarında sabıkalılar var mı? Sizin şiddet üretenlerle herhangi bir bağınız var mı?” Futbolumuz hala ölmedi. Öldürtmeyeceğiz. Bu düzen bozulacak, bir yandan şiddeti besleyip, diğer yandan fair play çağrısı yapanlar ya hizaya gelecek ya defolup gidecek. Futbol tepeden tırnağa temizlenecek. Herkes yaptığının bedelini ödeyecek. Futbol camiasında olup, temiz oyunu, futbolu düşünen, futbolu varolma sebebi olarak görmeyen herkesi; dik durmaya, statları doldurmaya, çapulculara teslim olmamaya davet ediyorum.

YORUM YAZ