Bu ve benzer tüm sorunlar ÇÖZÜLECEK!

Haberin Devamı ›
Ancak, ailelerin bildiğimiz üzüntüleri dışında bir takım gerçekleri de öğrendim ki, aileler incinecek bile olsa paylaşmak zorundayız... Çünkü hayat böyle. Maalesef dostluklar sahte...Sedat Balkanlı da, İsmail Gökçek de makineye bağlı yaşıyorlar. Solunum cihazıyla mideden besleniyorlar... İsmail ve ailesinin aylık geliri 500 YTL... İkisinin de okula giden ikişer çocuğu var. Birikimler hastalıkla birlikte eriyor gidiyor, bir kaç dostun desteği aileleri ayakta tutuyor...500 YTL malül aylılığı! Hepsi budur...Üzgün üzgün seyredecek miyiz? Göz görmüyor diye gönlümüz katlanacak mı?Sevindirici olan şu. Federasyon yönetim kurulu üyeleri bu iki değerli ailenin mecburi giderleri ve ihtiyaçları ile ilgili bir çalışma başlattı. Muhtemelen, Balkanlı ve Gökçek ailelerinin maddi sıkıntıları çözülecek.. Ancak bu da yetmez... Mesele bundan sonra yaşanabilecek sıkıntılara da şimdiden çözüm üretmek... Bir hastalıkla 7 yıl, 9 yıl mücadeleden sonra değil, anında el uzatmak gerek...Ümitle bu tür sıkıntılarla karşılaşacak herkes için şimdiden bir çözüm üretilmesini bekliyorum...Futbolcular unutmayın!Ne oldum demeyin! Hastalıklar, kazalar insanlar için... Hepimizin, hepinizin başına gelebilir, Allah korusun herkesin ailesi bu tür sıkıntılar çekebilir. Birincisi birikimlerinizi iyi değerlendirmeli, ikincisi birer profesyonel olarak bir takım sosyal güvenceleriniz için mücadele etmelisiniz. Hem kendi ailelerinize, hem gelecekteki profesyonel kardeşlerinize borçlusunuz. Hayatın kime ne getireceğini kimse bilemez...Bülent YavuzAnkaragücü’nden tek kuruş aldıysam...Geçen hafta yazdığım yazılara bazı tepkiler geç de olsa geldi. Bir yazıda eski MHK başkanı Bülent Yavuz’un Ankaragücü’nde ne sebeple CEO olduğunu anlamadığımı ve bu görevinden rahatsızlık duyduğumu belirtmiş, yanıt istemiştim. Bülent Yavuz dün sabah aradı ve Ankaragücü’nün CEO’su olmadığını açık açık söyledi. Ve ben hocanın ağzından hiç kimsenin etmesini istemediği türden bir yemin de duydum. Bakın Yavuz ne dedi: “Cemal Aydın benim arkadaşım. Bu teklif bana yapıldığında Türkiye’de beni arayıp da soran tek gazeteci sendin. Ben de, ‘Böyle bir teklif var. 15 gün sonra karar vereceğim’ demiştim ve kabul etmedim. Ankaragücü Kulübü’ne arada sırada gittiğim doğru. Ancak makam odam yok. Oradaki bir masa ve iki sandalye 10 senedir var. MHK başkanlığı yapmış biri olarak CEO’luğu kabul etmem mümkün değil, hiç bir hakemin böyle bir görev yapmasını da tasvip etmem. Benim makam adam olsa emin ol ki kapımda bir sekreter, içeride de misafirlerimi ağırlayacağım 3-4 şık koltuk olur. Cemal Başkan’la takımın yurtdışı kampına uğradığım doğru ama CEO olduğum, ya da maaşlı çalıştığım doğru değil. Ankaragücü’nden tek kör kuruş aldıysam çocuklarım ölsün...”Florya’dan Fikirtepe’ye Can AratHayatımızı belirleyen ne kadar çok rastlantı var... Şu an belki Can, Song’la beraber oynayacaktı, belki Tolga alınmayacaktı. Belki de Can kaybolacaktı. Can Arat Fenerbahçe kadrosunda değilken Fatih Terim’in A Milli Takım’a aldığı stoper... Terim ona güveniyor ve formayı uzun süre taşıyacağından emin görünüyor... İnşallah iki büyük kurumun formasını da sırtından çıkartmaz... Onun Fenerbahçe altyapısından yetiştiğini, önceki sene Sivaspor’la şampiyonluk yaşadığını herkes bilir de, Galatasaray’ın elinden alındığını kimse bilmez. Yeniköysporlu Can Arat... Takımdan ayrılıyor, Galatasaray alt yapısında antrenmanlara başlıyor. Ancak bonservisini almamış. O zaman Fenerbahçe altyapısında olan Tamer Güney de bu çocuğu istiyor. Yöneticisi Dursun Ekşioğlu, altyapı delisi yazarımız-kardeşi Yemen Ekşioğlu ile Yeniköy Başkanı Ali Düşmez’in yolunu tutuyor. Pazarlık sabaha karşı bitiyor, 3,5 milyara bonservis alınıyor. Ertesi gün Florya’ya gidiliyor. Can alınıp Fenerbahçe’ye götürülüyor. Sonrasını biliyorsunuz...(Kulüpler Birliği toplantısında şike ve şaibe yorumu yapılırken söz alan bir başkan bunu demiş)BU YALAKTAN HEPİMİZ SU İÇTİK