Barış için bir adım

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe bu sezon ilişkileri yeniden düzenlemeye başladı. Gazetemizde de çok şık, Türk Futbolu’nun ihtiyacı olan zarif bir davranış olarak yorumlandı ve yayınlandı. Yönetim Kurulu misafir Erciyesspor yönetimine maçtan birkaç saat önce yemek verdi. Sohbetler edildi. Üstelik Fenerbahçe yönetiminin bundan sonra kendilerine misafir olarak gelen tüm kulüplerle, aynı organizasyonu yapacağını da öğrendik. Sevindik.Sevinmemiz futbolumuza barış gelecek olmasındandır. İletişim kuran insanların birbirlerini rencide etmekten kaçınacağını, futbolumuza pozitif yansıyacağını bilmemizdendir...Fenerbahçe yönetimi, İlhan Cavcav’ın yemek davetini ise reddetmiş. Bunu da haklı bulurum. Çünkü İlhan Cavcav gerçekten çok ağır ifadelerle, maksadını aşan ve direkt Fenerbahçe Kulüp Başkanı’nı hedef alan açıklamalar yaptı...Ama ya şu yeni öğrendiğim bilgi... Fenerbahçe yönetiminin Kayseri’li dostlarını adına yakışır biçimde ağırladığı gün, hastaneden stadyuma 11. dakikada gelen Sayın Başkan, kendisine ayrılan yere geçerken Futbol Federasyonu’nun Asbaşkanı Affan Keçeci ile Erciyesspor Başkanı Ahmet Çetinkaya’ya ‘merhaba’ dahi dememiş, Kara Kuvvetleri Komutanımız İlker Başbuğ’un elini sıktıktan sonra, geçmiş yerine oturmuş. Ve devre arası dahil ilk 2 kişi ile tek kelime dahi konuşmadan 80 dakika maçı seyretmiş. Affan Keçeci de maçın bitimine 4-5 dakika kala kendisi hariç herkesle vedalaşıp stadı terk etmiş...Aziz Yıldırım’ın protokol tribünündeki davranışı ile, yemekteki samimiyete gölge düşmüştür.Bu tablonun güzel bir tablo olduğunu kim söyleyebilir...Affan Keçeci yalnız Federasyon’un Asbaşkanı değil, bir devlet adamıdır...Kurumlarla yaşanan sıkıntı, herkesle dargın olmayı gerektirmez...Fenerbahçe büyüktür ve sorunun değil çözümün bir parçası olmalıdır...Yemekler doğrudur ve yenmelidir...Fenerbahçe ve federasyon dargınken, futbola barış gelmesi, kirliliğin bitmesi mümkün değildir. Fenerbahçe’ye rağmen hiçbir şey daha çabuk düzelemez...Aziz Yıldırım ve yönetimi herkesle yemek yemeli, her sorunun çözümü için proje üretmelidir..Barıştan herkes fayda sağlar... Affan Keçeci’nin ya da başkan Haluk Ulusoy’un elini sıkmak Türk Futbolu’nun da, kulüplerin de lehinedir...Barış için birisi sağlam bir adım atsın lütfen...Bunu sporun siyasetçileri çözmüyor madem, Federasyon ve Fenerbahçe’nin akil adamları Kemal Kapulluoğlu ve Şekip Mosturoğlu iş sizde...Camiaların barışı için, futbolun iyiliği için bir adım atın, attırın, ikna edin... Yavuz’un CEO’luğuBülent Yavuz eski MHK başkanı... Şimdinin Ankaragücü CEO’su... Bu haberi ilk kez muhabirimiz Mehmet Ali Sabuncu’dan duymuş, inanmakta dahi güçlük çekmiş ve ancak Sabuncu’nun ikinci doğrulatışından sonra yayınlamıştık. Yavuz CEO oluyor!Oldu!CEO, patrondan sonra ikinci adam demek!Ankaragücü’nün bugünü ve geleceğine ilişkin karar mekanizmasının göbeğine yerleştirdi Cemal Başkan onu... Herkesin öküzün altında buzağı aradığı günlerde yaptı hem de bunu!Kör gözüm parmağına!Adnan Ölmez de Vatan Gazetesi Spor Müdürü İbrahim Seten’e içinde Bülent Yavuz’un bulunduğu inanılmaz “gerçekçi” bir öykü anlatmaz mı! Ve biz hâlâ aydınlanamadık... Neden CEO Bülent Yavuz? Kulüpçülüğü hiç yoktur. Hakem eğitmenliği ise profesyonel kulüp yöneticiliği yapmaya yetecek bir referans değildir.Ufuk Özerten, MHK Başkanlığı’ndan Gençlerbirliği’ndeki görevine döndüğünde kimse rahatsız olmadı. Çünkü Özerten hakkında tek iddia olmadı ve o zaten önceden de aynı işi yapıyordu...Ben Bülent Yavuz’un görevini, projelerini merak ediyorum...Ve 96 yıllık bir birikime sahip camianın başkanı olan Cemal Aydın’ın doğabilecek polemiklere rağmen neden onu seçtiğini öğrenmek istiyorum...Önyargılarım bir fikir veriyor, konduramıyorum, hazmedemiyorum... Açıklama bekliyorum...Çobanoğlu bunu derseGeç kalmış bir yazı bu...Denizlispor-Fenerbahçe maçında yapılan organizasyon futbolu kirleten, öldüren, futbol federasyonunu dahi götürebilecek bir organizasyondu... Organizasyon, maçı bir çok kere durdurdu, toplam 16 dakika uzattı. Ha bir de Fenerbahçe gol atsaydı, o zaman “şike” yapıştırması fütursuzca yapıştırılacaktı. Emin olun federasyon da hemen yıkılacaktı...Ceza çok daha ağır olmalıydı...Denizlispor, bu cezadan hiç hoşlanmasam da seyircisiz oynamalıydı. Hatta birkaç kez...Federasyon sahayı kapattı. Denizlispor’un bu haftaki maçı Antalya’da, Beşiktaş maçı büyük ihtimalle İzmir’de ve Beşiktaş 2. hafta maçını kazanırsa Denizlispor kasasına bir çuval para da girecek... Gelelim konumuza...Ben Can Çobanoğlu’nu çok severim. Ona inanırım. Türk Futbolu’na çok hizmet etti ve daha da yapacak çok işi var...Ama 2 gün önce Anadolu Ajansı’ndan bir açıklama geldi ki onun adına, inanamadım...Çobanoğlu, bu sıcak havalarda Konyaspor maçının Antalya’ya alınmasını eleştiriyor ve “Bu karar mücadelenin sadece saha içinde olmayacağının göstergesi. Konyaspor maçının Antalya’ya verilmesi bu sezon Denizlispor’un saha dışı güçlerle de mücadele edeceğini gösteriyor” diyordu... Ertesi gün biraz toparlamış, Doğan Haber’den gelen açıklamaya göre, “Bu karar federasyon Denizlispor’u kolluyor imajını yıkmak için alınmış ama yine bizim başımız ağrıyacak” ifadesini kullanmış...Can Çobanoğlu, Denizlispor’un profesyonel menaceri olsa da, spor adamı olduğunu unutamaz. O bile, federasyonu mücadele edilecek bir güç olarak gösterirse, bu iş bitmiştir. Can Çobanoğlu boşuna konuşmaz...Bir de sorum var: Kendisi Disiplin Kurulu’nda olsaydı, Denizlispor’a ne ceza verirdi?