Altın puan

Haberin Devamı ›
Çiçeği burnunda teknik adam Mancini, tanımadığı futbolcularıyla çok iyi tanıdığı Juventus’a kan kusturdu. Aldığı risklerle takımına her maç kâbus yaşatan Dany’yi kadroya almayıp, Semih ve Chedjou’dan oluşturduğu defans merkezi doğru tercihti. Chedjou’nun 22’de Vucinic’e, 58’de Quagliarella’ya yaptığı kademeler maçın en kritik müdahalelerindendi.
Sıfır risk, sıfır hata, dünya devi Juventus’u uzun süre çaresiz bıraktı. İki stoperin yanındaki Hakan Balta ve Eboue savunmada, stoperlerin önündeki Selçuk ve Melo olağanüstü oynadı. Mancini’nin Bruma ile maç eksiği olan Riera’yı yarım saat ters kanatta oynatması ise bir işe yaramadı. Aldıkları toplarla hep içeri dönmek zorunda kalan bu iki futbolcu sırf bu yüzden hücum zenginliği yaratamadı.
Sneijder katkı yapmayı, bırakın takımı bir kişi eksik oynattı. Savunmayı uzun süre sanat gibi yapan Galatasaray, dünyanın faal en kariyerli santraforu Drogba ile dünyanın en kariyeri iyi faal kalecisi Buffon’u geçince, büyük kaleci Muslera ilk yarının sonunda kalesini tutan iki topu kurtarınca Sarı-Kırmızılılar soyunma odasına mutlu gittiler.
İkinci yarıda savunma açısından her şey güzel giderken, maç duvar tenisine döndü. İkinci topları kazanamamak Juventus’a gol davetiyesi çıkardı. Amrabat’ın acemiliği ile hakem Kassai’nin yaptığı 2 hata ile puanlar çöpe gitti derken büyük profesyonel Umut, Drogba’nın şahane indirdiği topta aslında esas adam olduğunu bir kez daha gösterdi ve Aslan’ı hayata döndürdü. Kapris yapmayan, bulduğu her dakikada işini en iyi şekilde yapmaya çalışan Umut’u ne kadar alkışlasak da az...
Sadece savunma yaparken dünya devi Juventus’tan deplasmanda 2 golle alınan bir puan altın değerinde. 87. dakikada hayal haline gelen ikincilik artık hayal değil hedef...