Made In Turkey (Türk malı)

Sezon başından bu yana maddi sorunlar yaşıyorlardı... Hatta idmanlara bile çıkmadılar. Amerikalılar’ı bu nedenle takımı terketti, yenileri geldi.. Son olarak Mimms ve Chatman da cezaları nedeniyle takımı yalnız bıraktı. Tek yabancısı Baxter ise belki de kariyerinin en kötü oyununu sergiledi... Ama Beşiktaş’ın Türk oyuncuları ortaya öyle bir karakter koydular ki, herkesi kendilerine hayran bıraktılar.
“Formanın hakkını vermek” deyiminin karşılığı yüzde yüz bu olsa gerek...
Yüzde yüz yerli bir zafer elde etti Beşiktaş, ezeli rakibi Galatasaray karşısında. Ne yedek oyun kurucuları vardı, ne de bir pivotları... Yabancılardan da en ufak bir katkı almadan, yardımcı antrenör Yağızer Uluğ yönetiminde kulüp tarihinin en önemli galibiyetlerinden birine imza attı Siyah-Beyazlı basketbolcular.
Maça da fırtına gibi başladı Beşiktaş. Baxter’ın 3 tane saçma şut atmasına rağmen, Mehmet ve Muratcan’la bir anda 8-0’ı yakalayan Kartal, 6. dakikada da 10 sayılık farka ulaştı: 14-4.
Galatasaray’da ise, “nasıl olsa kazanırım” havası hakimdi.
Beşiktaş’ın tek uzunu Adem olmasına, onun da erken 3 faul almasına rağmen, kendi uzunlarını ısrarla potadan uzakta kullanmayı deneyen Cim Bom’da, Polat girmemesine karşın (1/6) ısrarla üçlük denedi. İkinci periyotta uzun bir süre 5 kısayla oynamak durumunda kalan Beşiktaş, sete set hücumlarda tıkandı ama kısa olmasına rağmen ribauntları toplayan taraf da kendisi oldu. Özellikle Ömer’in son iki dakikada aldığı iki kritik hücum ribauntu ve üst üste attığı 3 basket, devrenin de skorunu belirledi: 40-33.
Galatasaray’da olayın farkında olan ve birşeyler yapmaya çalışan yegane isim Cüneyt’ti. Sarı-Kırmızılılar, Cüneyt’in çabaları, Beşiktaş’ın da yorulmasıyla 3. periyot sona ererken ilk ve son kez öne geçti: 52-53.
33. dakikada Guroviç’in attığı ve skoru 56-56 yapan üçlük de Galatasaray’ın tek ve son basketi oluyordu 4. çeyrekteki.

Cim Bom 1 basket bulabildi
Koskoca periyotta sadece bir basket atabildi Sarı-Kırmızılı basketbolcular. Beşiktaş’ın iyi savunmasının yanı sıra, şut seçimlerindeki yanlışlıklar ve vurdumduymazlıkları, derbideki kaderlerini de çiziyordu onların.
Beşiktaş cephesinde ise işler tam istedikleri gibi gidiyordu. Azaldıkça çoğalıyordu sanki Siyah-Beyazlılar. Özellikle her atağında rakip savunmayı delip geçen sahanın fizik olarak en küçüğü ama en koca yüreklisi Mehmet Yağmur, kısacık boyuyla turnikeleri (9/10) bırakıyordu Galatasaray potasına. Mecburiyetten pivot oynayan Cevher de, bir yandan 2.12’lik Hüseyin’i savunmaya çalışırken, bir yandan da 21 sayı atıp, sahnenin başrolünü kapıyordu.

Mehmet-Cevher takımı sırtladı
Haluk, Adem ve Muratcan da, görevlerini kusursuz yerine getiriyordu, Türk işi bir zafere ulaşıyordu Beşiktaş Cola Turka Arena’da, kendilerini ilk kez bu kadar fazla sayıda destekleyen taraftar topluluğu karşısında...