MENÜ

İyi, kötü, çirkin

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Geçen hafta eleştirmiştim; Galatasaray Basketbol Şube Sorumlusu Ahmet Dedehayır’ın, Zafer Kalaycıoğlu’nu transfer etme yönteminin, izlediği yolun etik, doğru olmadığını yazmıştım.
İşin manevi kısmını bir kenara bırakalım, maddi olarak yapılan hata da akıl alır gibi değil. İzlenen yol yanlış, ama yanlışı bile doğru yapamadı sayın Dedehayır...
Basketbol Federasyonu Fenerbahçe’yi haklı buldu bu davada. Tahkim Kurulu’ndan aksi bir sonuç çıkmazsa, Kalaycıoğlu ortada, Galatasaray’ın da eli boş kalacak... Şimdi ne olacak? Sürekli telefonla mı maç yönetecek sayın Kalaycıoğlu?
Oysa sayın Dedehayır biraz analitik düşünse, görevden aldığı ama halen sözleşmesinin devam ettiği Galatasaray Erkek Takımı Coach’u Murat Özyer’in de Kalaycıoğlu ile aynı statüte olduğunu görür, bu hukuksal hatayı da yapmazdı.

Telekom’un zaferi (!)

Telekom’un, Bnei Hasharon maçında maruz kaldığı durum tam bir skandaldı. Resmen kurban seçilmişti Türk Telekom kulübü. Durduk yerde ceza almışlar, üstüne üstlük ULEB nezdinde de büyük bir prestij kaybına uğramışlardı. Ama, kendileri dışında gelişen ve sahalarının kapanmasına neden olan olaylara isyan etmeleri gerekirken sustular. Konuştuklarında da kamuoyunu kandırdılar maalesef. Şube Başkanı Ersin Eroğlu, sadece ‘durdurulan’ “seyircisiz oynama” cezasının tamamen kalktığını duyurup, ‘masa başı zaferi’ (!) kazandıklarını ilan etti. İtiraz etmeseler, grubun en güçlü takımı Benetton yerine, en zayıfı Zadar’a karşı cezalarını çekeceklerdi. Umarım bugün kazanırlar da, saha dışında yapılan hatalar sportif zarar olarak geri dönmez.

Amerikalılar çıldırdı!

18. haftada her gün bir kahraman çıktı, güne damgasını vurdu. Cuma günü Mire Chatman son saniye basketi ile Beşiktaş’ı Oyak Renault önünde ipten alırken, cumartesi gününün yıldızları Antonio Graves ve Gerald Fitch oldu. Banvit karşısında adeta dökülen Galatasaray’ı ayakta tutan Graves, 31 sayı atıp sadece bir oyuncunun da fark yaratabileceğini gösterdi.
Gerald Fitch, Kepez’in aldığı hayati galibiyette başrolü kimseye bırakmadı. 31 sayı, 11 asist ve 9 ribaunt. Neredeyse “triple double” yapıp, Türkiye Ligleri’nin tarihine geçiyordu skorer Amerikalı.
Pazarın reyting rekortmeni ise Chris Lofton oldu, diğerlerini gölgede bıraktı. 13’ü üç sayılık basket olmak üzere tam 47 sayı. Amerika’da olsa kim hangi yıl, hangi maçta kaç tane üçlük atmış tüm bilgiler ortaya dökülürdü. Maalesef bizim ligimizde böyle bilgiler tutmaya gerek görülmüyor. Tahminim, bir maçta 13 üçlük isabeti bir Türkiye Ligi rekorudur. Alkışlar Loftan ve Fenerbahçe’ye, Avrupa dahil bu sezonki en ağır yenilgisini tattıran Mersin BŞB’ye. Tam 20 ribaunt alıp istatistikleri altüst eden Erdemir’li Thomas’ı da unutamak gerekli...

Balık baştan kokuyor

Örnekleri çoğaltabilirim. Sadece son iki maçı ele alacağım. Önce Siena’da Mcİntryee 24 sayı ve 6 asistle Green’i denize döktü. Pazar günü de Lofton ön plana çıksa da, Green’in savunduğu McCalebb 6/8 şutla 16 sayı attı tam 7 de asist yaptı. Balık baştan kokarmış. Savunmanın başladığı yerde etkisiz eleman Green olunca, geriye kalanlar da ona uyuyor.

YORUM YAZ