Efes Final-Four'da

Yine çok iyi başlamayan, inişli-çıkışlı geçen bir sezonun ardından Anadolu Efes, bizi alıştırdığı mutluluğu bir kez daha yaşattı. İlk kez saha avantajı olmadan Final-Four'a kalıyor Anadolu Efes... Hem de geçen yıl Final-Four oynayan, bu yıl da daha fazlasını hedefleyen Milano karşısında... Rakipte önemli eksikler vardı belki ama Efes'te de hücum düzeninin en önemli figürlerinden Beaubois ve Simon yoktu. Tüm yük Miçiç ve Larkin'in üzerine kalırken, iki maçtır bu yükü fazlasıyla hafifleten Tibor Pleiss'ın bu serideki rolü büyük oldu... Serinin geride kalan üç maçının aksine ilk yarı bambaşka bir basketbol oynandı. İki takım da hücumda hünerlerini sergiledi. İkinci yarı maç yine normal akışına döndü. Oyun yarı saha basketboluna kalsa da, Efes istediği açık alanları bulamasa da yine rakibinden üstündü. Fakat 3. maçta olduğu gibi Milano çok fazla hücum ribaundu alarak skorun içinde kalabildi. Efes iki üç savunma ribaundu alabilse oyun bu kadar sıkışmayacaktı belki ama sonunda hata yapmayan, rakibi hataya zorlayan Lacivert-Beyazlılar oldu. Bu tip serilerde her topun, her pasın, her faulun büyük önemi var. Her anın kıymetini bilmek lazım. Son iki dakikada Efes topa çok değer verdi. Milano ise önce Ricci, ardından da Hall ile hakları dolduğu halde iki gereksiz faul yapınca, Efes bir kez daha adını Final-Four'a yazdırdı. Fiziksel hazırlığın yanı sıra mental hazırlık bu kritik anlarda belirleyici oluyor.

Neden olmasın

Efes belki çok iyi oynamadı ama belli ki mental olarak rakibinden daha iyi hazırlanmış. İstanbul'daki iki maçın son anlarında neredeyse 0 hata ile oynadı... Tebrikler coach Ergin Ataman, tebrikler bütün takım... Sezon başından bu yana takımın bu potansiyeli olduğuna inanıyorduk. Sadece çoğu maç bunu sahaya yansıtamamışlardı. Play-Off'ta dimdik ayakta kaldılar. Daha bu takıma Simon ve Beaubois de katılacak. Üst üste ikinci şampiyonluk neden olmasın. Bana göre en büyük favori yine Anadolu Efes...