MENÜ

Bu hesapta yoktu

Abone Ol Google News

Rakibin maçta kapanarak oynayacağını nerdeyse bilmeyen yoktu.

Haberin Devamı

Ancak maç başladı, Letonya kapanmaya fırsat bulamadan Kenan Karaman'dan golü yedi. Erken gol bizi rahatlatmış, onları şaşırtmıştı. Golü yiyen Letonya oyundan düşmedi. Fizik güçlerini ön plana alarak, çok adamla savunma yapıp, ani atakla gol kovaladılar. Biz ise golden sonra fazla organize olamadık. Biraz yorgunluk, biraz da stres(kolay maç kazası) hemen göze batıyordu. Hücumda çoğalamıyor, golü kişisel beceriler ile arıyorduk.

Nitekim 2. golde Hakan Çalhanoğlu'nun akıl dolu vuruşuyla geliyordu. Rakibin yediği golden sonra ilk atağında kazandığı gol bu defa bizi şaşırtıyor ve korkutuyordu.

İkinci bölüme rakip daha cesaretli başladı ama ilk ciddi kanat atağımızda Mert Müldür penaltıyı kazandı, kaptan Burak şık vuruşla hepimizi rahatlatan golü attı. 'Maçı kazandık' derken üzerimizdeki rehavet ve rakibin inadı, defansımızdaki hatalar orta alandaki dirençsizlik ve hücumda etkisiz oyun sonucu rakip zoru başarıp 2 gol bulunca hesabı şaşırdık. Şenol hocanın hamleleri, oyuna yansımayınca, hesapta olmayan 2 puanı cömertçe harcadık. Üzülmeyelim, önümüze bakalım.

Haberin Devamı

Gecenin sorusu

Milli maçlardan sonra artık neden primler hiç konuşulmuyor?

Maçın starı

Ben bulamadım? Ya sizler?

Maçın olayı

2004 Avrupa Şampiyonası finallerine gitmemizi Letonya engellemişti. İstanbul’da 2-0 önde olduğumuz maç 2-2 bitmiş ve finallerden olmuştuk. O gün de teknik direktörümüz Şenol hocaydı.

Kısa mesaj

Oynanmadan hiçbir maç kazanılmıyor. 'Denizi geç gölde boğul' misali bu olsa gerek.

YORUM YAZ