Arama

Popüler aramalar

Haydi Roma'ya

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

İtalyan’ların klasik savunma dengeleri üzerine kurulu kontrollü futbol gösterileri maçın ilk yarısında ön plana çıkmakta, Fenerbahçe ise orta alandaki uyumsuzluk sorunlarına rağmen gol pozisyonu yaratmaya çalışmakta ve Saracoğlu’nda beden bedene bir futbol kapışmasına şahit olmaktaydı tribünler.

Fenerbahçe’nin orta sahadaki uyumsuzluğu. Yani pas alış verişlerindeki peş peşe yapılan yanlışlar, seyredenlere Alex’i ve Emre’yi zorla hatırlatmaktaydı adeta... Mehmet Topal-Cristian-Meireles ve Kuyt (çabuk düşünüp-çabuk oynama) meziyetlerinde niçin İtalyan’lardan oldukça geride kalmaktaydılar ki.? Neticede kendi sahanda ve kendi seyircin önünde oynama avantajı Fenerbahçe’nin yanında değil miydi? Gerçi oyunun başlarında Sow’un dokunuşu yan direkte eriyip kaçıyor. İkinci 45’te ise Meireles’in yine yan direğe çarpan vuruşu Fenerbahçe için şanssızlıkların ayak sesleri gibi geliyordu sanki... Ayrıca Lazio kalecisi Marchetti’nin maç boyunca yaptığı önemli kurtarışlar ve oyundan zaman çalmak adına sergilediği profesyonel numaralar da ilk devrede Fenerbahçe’nin golden yoksun kalmasındaki acı fotoğraflar olarak kalmaktaydı dün gecede.

İkinci yarının önemli bölümünde 10 kişi oynayan Lazio’ya karşı ısrarla kovaladığı çok önemli gol sayısını hak edilen ve tartışılamaz bir penaltı ile yakalıyordu Fenerbahçe. Hele hele arkasından gelen Kuyt’ın müthiş golü ise tribünlerde büyük sevinç dalgaları yaratıyordu. 2 gol sayısının Fenerbahçe adına tur atlamaya yetip yetmeyeceği ROMA’da netleşecektir. Ancak birkaç günlüğüne de olsa Fenerbahçe seyircisinin gururla gülümsemesi ve sonrasında ise ‘Haydi ROMA’ya’ düşünceleri ile yürek yüreğe yaşaması doğal hakkıdır doğrusu.