Arama

Popüler aramalar

Kayıp

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

16 maçtır yenemeyen bir Trabzonspor mu? 7,5 yıldır yenilmeyen bir Fenerbahçe mi? Bu sene büyük maç kaybetmeyen bir Trabzonspor. Başakşehir maçı berabere, ligin ilk yarı karnesinde Beşiktaş ve Fenerbahçe ile deplasmanda oynanan maçlarda berabere, namağlup Galatasaray karşısında alınan bir galibiyet. İşte bu şartlar altında geldi Trabzonspor maça. Fenerbahçe şampiyonluk yarışına ortak olmak isteyen rakibine geçmişin izleri ile hamle yapma düşündeydi belki tüm spor adamlarının zihninde ise “Bu Trabzonspor yenilmez” düşüncesi hâkimdi.
Maç başladı telaşta. Telaşlı ve tenisteki tabir ile basit hatalar yapan bir Trabzonspor’u baskılayan Fenerbahçe ilk 15 dakikada karşımızdaydı. Bordo Mavili takımda savunmada o kadar rahat pozisyonlar garip top kayıpları yarattı ki; Kamil-Uğur-Durıca-Pereira uyumsuzluğu bunun temel nedeniydi. Bu noktadan orta alana bile çıkamayan toplar sürekli atak olarak döndü. Yusuf istediği topları, Burak ve Olcay koşulu fuleli hamleleri yapacak açılımları bulamadı. Üstüne İsmail ve Fernandao ikilisi ortak yaşamı iyi kurgulayınca Aatıf’da onlara şutları ile destek verince pozisyon sayısı arttı. Duran toplarda bu yıl 15 gol bulan bunların 8’ini köşe toplarında yakalayan konuk ekip golü böyle bir organizasyon ile buldu ama öncesinde Burak’dan yediği ile ancak beraberliği kurtardı.

Şimdi futbol matematik midir diye soralım? Yanıt sizde…

4-1-4-1 ile oynayan Trabzonspor ve zorlama 4-3-3 Fenerbahçe.
Sol ayak ile top kontrolü olmayan İsmail ile sol bek, Sol bek Hasan Ali ile orta alandantopla ikisini eşittir sıfır rakam ile = 0
Aykut Kocaman Valbuena çok koşmuyor diye oynatıyorsa iyi orta yapıyor ve duran topları harika kullanıyor diye neden oynatmaz?
Hasan Ali teknik direktör olsa kendini ilk 11’e yazar mıydı?
De Souza bu kadar koşu yaparak içeri sokulup beraberlik golünü atarken Trabzonspor oyuncuları ne izliyordu film mi?
Sosa hamlesi ne kadar mükemmel ise 64. Dakikaya kadar gelen iki Fenerbahçe hamlesi o kadar geçti.
Fenerbahçe’de ilk 64 dakika oynanan oyun mu? O dakikadan sonra oyuna giren Valbuena ve Eljif’li Fenerbahçe mi?
Aykut Kocaman kazanamaz ise yarışdan çok kopuyor, Rıza hocam evinde kazanamayınca az mı kopuyor.
Özet ile 1-1
İki takım için kayıp.

GECENİN SORUSU:

Böyle bir maçta hakemin en basit an olan topun taca çıkışını doğru süzememesi kabul edilebilir mi? Futbol kalitesinin her geçen gün artığı ülkemde bu İspanya ikinci Lig seviyesindeki maçın müsebbibi kim? 43 dakikada İsmail gibi pozisyon yakalayan kaç futbolcu topu bu kadar kötü kontrol eder ve fırsatı kaçırır? (Sol bek İsmail’in kontrolü sol ayağı ile yapamayışı ders diye okutulur)

MAÇIN STARI:

Oyunun yıldızını yazarız ama adamlığın yıldızı, Volkan Demirel’di. Yağan yağmurda ıslanmasın diye maça çıktığı evladımızın üzerini kendi yağmurluğunu çıkararak örttü. Volkan bravo. Volkan gençliğin yeni tabiri ile 10 numara 5 yıldızlık hareket adamsın.
Ve maçın adamı; Valbuena. Oyuna hamleleri mükemmeldi. Aykut Kocaman hocamın bir bildiği vardır yedektedir diyenler şunu anladılar ki Aykut hocanın bildiği yokmuş.

MAÇIN OLAYI:

Teknik adamların tavırları oyunu etkiledi. Kendisi için dezavantajı avantaja çeviren felsefeyi oyuna iyi yansıtan bir adım öne geçti. Peki ama neydi sıkıntı;
Fenerbahçe’nin kadrosunda yoklara bakalım: Giuliano, Janssen, Neto, Skrtel ve Şener.
Trabzonspor’un yoklara: Hubocan, Castillo, Novak ve Mustafa Akbaş
Sağ bek Kamil yokluk yüzünden sol bek oynadı.
Omurgalardan De Souza yanında ilk kez Hasan Ali ortada yer aldı.
Bu isimler olmadan yaşanan kaotik ortamın taktiksel değişimi oyunun kaderini çizdi.

KISA MESAJ:

Trabzonspor’lu futbolculara kocaman alkış. Aslında Liglerde yer alan tüm takımların oyuncularına alkış. Ülkemizin, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacı olduğu dönemde sahaya ısınmak için çıktığı beyaz t-shirtlerinde resim ve yazı ile şanlı Mehmetciğimize verdiği destek muhteşemdi. Trabzonsporlu oyuncuların taşıdıkları tshirtlerde şöyle yazıyordu ; “Zeytin dalı operasyonu o mübarek bayrak işte bu bayrak”. Ve tribünlerde Mehmetçik adına görsel şölen çok iyiydi.

Bu hafta tüm takımların sahaya çıkarken taşıdıkları “Kalbimiz ve duamız ile Mehmetçiğin yanındayız” pankartını, ülkemizin ve bayrağımızın aşığı bizler, zihninde, ruhunda ve en önemlisi kalbinde taşıyor ve ölene dek yaşayacak. Mehmetçiğimize aslan ordumuza bir selam da bizden. Aynı tribünlerden ve ülkemin her yerinden yansıyan asker selamları gibi.