Yaprak kıpırdamıyor

Haberin Devamı ›
Trabzonspor’un filme dönüşen transfer iniş-çıkışları dışında diğer 3 takımda ses yok. Vestel Manisaspor birşeyler karıştırıyor, dikkat eden yok. Fazlasıyla uzun devre arası, herkes için evden barktan uzakta daha da çekilmez hal aldı. Kulis, lobi, iş imkanı yaratma, yani politika için ise Antalya’dan güzel fırsat var mı! Türk futbolunun sorunlarına niye çözüm üretilemediğini (üretilmek istenmediğini) anlamak için devre arasındaki Antalya’dan güzel ortam olabilir mi? Derin meselelere sonra girmek üzere turnuvalara kısa bakış atalım.Efes Cup, Beşiktaş ve Galatasaray mertebesine indirildi. Son dönemlerin en dikkat çeken takımlarından Werder Bremen’i ve Diego’yu canlı seyretme fırsatını tepen futbolsevmeyenler çoktu. Diego ile alâka sadece “Alex” düzeyindeydi.Fenerbahçe pek rahattı. Hazırlık maçını lüzumsuz konuma taşıyacak ünlü isimler yerine, kimsenin itibar etmeyeceği takımlarla yaptı. Energie Cottbus’un savunma planına karşı kendilerini denediler. Onların ciddiyet ve disiplinini görünce inatlaştılar. Ama normal performansın üstüne çıkmak için uğraşmadılar. Anlaşılan o ki, ilk yarı bitiminde sahip oldukları pozitif duruş ve takım havası devam ediyor. Zico, Deivid’in ilk AZ Alkmaar maçında tek seçenek oluşuna herkesi hazırlamaya çalıştı. Ama Alex’siz, Deivid’in gol pozisyonu çabaları tıkandı. Genel futbol sorunu, topu defans önünden hızla oyuna sokmada hala sıkıntılılar. Alex varken de... Onun geriye gelerek topla fazla oynamasını sağlayabilecekler mi? Lugano’nun sakatlıktan dönüş süresinin uzaması, kapatılması en zor yaralardan birini açabilir. 2. dönem, Kemal, Selçuk ve Serkan’ın katkısının derecesine bağlı olacak.Fenerbahçe, futbol dışı gündemlerden yara almasıyla ünlüdür. Haberler de hep bu noktalarda toplanır. Birçok oyuncunun sözleşmesinin sona ermesi, başta Alex üzerinden yürütülen kurgular bitmeyecek. Ama futbolcular bunu, takımın ve hedeflerinin üzerine taşımış görünmüyorlar. Taşırlarsa hem şimdi, hem de sezon sonu kaybederler. Lippi’nin İtalya Milli Takımı’nın başarısının temelinde “kendi gücüne inanan, önemli hisseden, birbirlerine kenetlenmiş takım” olmasını göstermesi, Güney’den gelen en anlamlı mesajlardandı.