Ters Köşeler

Haberin Devamı ›
Geçen sezon Arsene Wenger’in iyice abarttığı, yedek-as oyuncu karışımlı Arsenal’i izlemek heyecan vericiydi. Her maç, değişik 11’lere rağmen benzer pozitif futbolu oynayabilen, taviz vermeyen, bir kamyon dolusu pozisyona girip o kadarını da kaçırdığı için sonuca yansıtamamış takım... 11 yıldır başlarında olan saygın teknik direktörlerinin dünya futbolunun en yetenekli gelişmeye açık gençlerinin verdiği güven, 1998 sonrası şampiyonluk hasretinin bitmesinin rahatlığı, güzel oyun sergilemenin töleransı ve uzun vadede takım yaratılabileceğine inanmanın kararlılığına rağmen bu hamleyi yapabilmesi şaşırtıcıydı. Bunu bir teknik direktör, Türkiye’de ve hele Fenerbahçe’de yaparsa, adı Capello da olsa, Wenger de olsa (ya da Fenerbahçeliler ve medyanın aradığı, henüz Tanrı tarafından yaratılmamış ismi bilinmeyen mükemmel teknik direktör de olsa) sistemi kilitler. Çökertir. Zico gibi. Yorumcular bu hamleyi kaldıramadı. Ne diyeceğini şaşırdı, futbolcuların performansını o günün psikolojik dürtüklemesine bağladı, kapasiteleri ve potansiyellerini geri plana itti, yani küçümsedi. Bu ‘tek maçla övmek hatadır, onlara da zarar verir, istikrarlarına bakmak lazım’ aklının güzelliğinden dolayı değildi. İçinde hafiften gördüğünü sindirememek, bolca saygı duymadıkları teknik direktöre karşı mağlubiyet hissi (ama tek maçla tüm sezon kaybedilmez ki!), klişe yorum ve analizlerin yutturulamayacak olmasının mide ağrısı vardı. Sonuçta bulunabilen açıklama ‘Aziz Yıldırım’ın fikriydi’ oldu. Zico’nun birşey yapabileceğini kabullenmeme inadı, futbol aklı olmadığını düşündükleri Aziz Yıldırım’ı onore etmeye zorluyor! Geçen sezon Newcastle maçı 11’i gibi. Onlara göre olumlu işler ya tesadüf ya başkalarının parmağı ya da değersiz.Futbol sahasında tahminlerin ters köşesinde olay cereyan ettiğinde herkesin ne kadar mülayim, sessiz ve uslu hale dönüştüğüne fazla şahit olamıyoruz, tadını çıkarın. Zico’nun ikinci onbiri eğlenerek maça eşlik eden tribünlerin önündeydi. Toplu halde değil, bireysel olarak bile futbolcuya yönelik öfke yoktu (ikinci yarı maçın sıkıştığı dönemler hariç). Taraftarın çoğu stada önyargılarıyla, kafayı taktığı futbolculara kusmak için geldiğini ispatladı. Yenilerin bir iki maç süresi var. Rastgele.