Sürpriz!

Haberin Devamı ›
Beşiktaş 2002-03’te UEFA Kupası’nda çeyrek finali gördü. Ertesi sene Şampiyonlar Ligi’nde grupta üçüncü oldu. Ardından üç sezon üst üste UEFA gruplarına kaldılar. İlk üçe hiç giremediler. Kolay rakipler değildi. Ama Beşiktaş’ın kulüp olarak bunları aşabilme potansiyeli vardı. Hele önceki iki sezonun birikimiyle. Heba ettiler. O günden beri 4 teknik direktör getirdiler. Birşeyleri oturtmaya başlamadan yıkıp yeniden kurmaya çalıştılar.
Galatasaray UEFA Kupası’nı kaldırdıktan sonra Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale ulaştı. 2004’ten sonra durakladılar. Gerçekleriyle yüzleşmediler. Türk Futbolu’nu yönetenler ve yorumlayanlarla beraber ördükleri koruma duvarının hâlâ işe yaradığını düşünüyorlar. Böyle devam ettikçe Türk Futbolu da kendisiyle yüzleşemeyecek.
Fenerbahçe her sezon geliştiğini gösteriyor. Övülüyor, “Oyuncular formda, ritm tutturdular, Carlos herkesi yükseltti” diye... Gökten zembille inmiş olmalı! Bu ifadeler bahsettiğimiz 4-5 yıllık bilanço farkını açıklamıyor. Ya da 100 yıl ile son 5 yılın farkını.
Takım oyununu yorumlamada ve futbol vasıfları konusunda temel eksiklerle 20’li yaşlara gelen Türk futbolcusunu kötü kulüp yönetimlerinin olduğu ortama atarsanız, işi de şansa bırakırsınız. Eski Fenerbahçe gibi.
Türk spor kamuoyu ve medyası 3-4 takımın çerçevesinden dışarı çıkamayacaksa, Fenerbahçe’ye sunduğu, bireylere dönük kısa dönem övgülerle vaktini boşa harcamasın. Futbolun diğer ağır noktaları Galatasaray ve Beşiktaş’ı tartışsın. Galatasaray’ın iyi takım olmayı başarırken seçtiği anti-futbolun ve kavgacı kültürün tüm takımlara nasıl temel teşkil ettiğini konuşsun.
Fenerbahçe gruptan çıkma hakkını pozitif futbolda ısrar ederek, 4. torba takımı haddini aşıp oyununu kabul ettirme inadıyla kazandı. Çok kıymetli.
Barcelona’nın ardından Lyon’un ikinci olduğu Şampiyonlar Ligi tablosunda kiminle eşleşeceğine kafa yormak gereksiz tasa. Görünüp kaybolan takımlar mezarlığına girmemek için neler yapılacağı, önümüzdeki yıl da orada olup olmayacağınızın cevabıdır size değer katan. Bu yolda ilerlediğiniz sürece önünde sonunda eşik atlanacaktır. Olur da Lyon gibi atlayamazsanız, yaptıklarınız boşa mı gitmiş olur? Asla...