Sarı-Lacivert-Yeşil

Haberin Devamı ›
60 yaşlarında bir teyze. Eşarbını başına dolamış gelmiş. Belki de hayatında ilk kez stadın içine giriyor. Ve belki bir daha girme şansı olmayacak. Etrafı, o ilki ve sonu yaşayan insanlarla dolu. Hayatında belki de Carlos’u bir daha bu kadar yakından göremeyecek binlerce insan. Çocuğunu bahane ederek mesaiden kaçan babalar ve annelerle beraber... Fenerbahçe yönetimi bu törenle reklam dünyasında yeni adımlar atmış olabilir, ama aslında taraftarın önündeki duvarı yıktı, bu keyfi yaşama hakkına saygı duydu. Yaklaşık 4 bin kişi, şirinlik muskası Roberto Carlos için oradaydı. 1.5 gün evvel seksen bin kişi ve tüm Real Madrid takımı tarafından önünde saygıyla eğilerek uğurlanan Brezilyalı, bir insanın görebileceği ve kendisine adanabilecek tüm şaşayı yaşamasına rağmen şaşkın. ‘Madrid’den kaçarken doluya tutuldum’ diyor belki de! Pazar akşamı ilkmiş gibi “ole” çektiren Şampiyonlar Ligi şampiyonu pelerinli Raul, hiç büyümemiş gibi duran ve A takıma yeni çıkmış gibi ağlayan Casillas, Barnebau çimlerini öpen Beckham ve yaşlandıkça çocuklaşan, üstü başı şampanyalı Capello’ya veda ederken daha da aç ve çılgın kitlenin ortasına düşüyor. 35 yaşından sonra liderlik yapıp huzur bulmaya geldiği memlekette, Real Madrid’in ruh ikizine imza attığını söylememiş kimse. Herşeyi uçta yaşayan, acıyı tatmadan mutluluktan zevk alamayan, bu yüzden ilk günkü gibi heyecan ve keyif duyabilen diğer bir kulübe geldiğini imza töreninde anlamış olmalı. Havalimanındaki izdiham görüntülerinin düzeltilmiş haliydi önceki akşam. Yine de Carlos paçasını zor kurtardı. Brezilyalı olan alışkındır buna. Yadırgamadı... Ertesi gün ise tablo küçük Real Madrid’di. Yine yadırgamadı. Hiçbir kompleksi, hazımsızlığı, uktesi yok Carlos’un. Real’den şampiyon olarak ayrılma hırsına devam ediyor. Fenerbahçe gibi kendine yol çizmeye çalışan takımda fikir, karakter ve yürek liderliği yapmaya geliyor. Sürüklemek istiyor. Onun İspanya’da, Madrid’de yaşanış şekline tanıklık ettik yıllarca. Uğurlanışını da gördük önünde diz çökülerek. O Carlos’u, şeker hastası, herşeye gülen ve gülüşüyle uzak doğulu kızları utandıran ciddiyetsiz, eğlence peşindeki küpeli Carlos’a dönüştürmeye çabalayacaklardır mutlaka. Italya ve Real Madrid’e direnmiş bu adama sökecek mi bu manşetler? Saçları bir sezonda beyazlayan, yüzündeki kırışıklar bir sezonda artan leş listesine yeni kurban mı olacak? Bu adam kadar güzel gülen, 35 yaşında metrelerce depar atarak kısacık bacağıyla top kesen ve soldan sağa nokta atış uzun pas yollayan birisini dize getirmek o kadar kolay değil işte. Gülmekten yorulmayan bu kadar Brezilyalı’yla bir aradayken hele.