MENÜ

Maskeler

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İkili diyalog şansımız yoktu, aklımıza takılan bir yığın soruyu ve eleştiriyi sunamadık. Ama yarattığı atmosfer bile “her kurumu kontrolüne almak isteyen despot, tek adam” ünvanını yapıştıranları daha fazla histeri krizine itmeye yetecek gibi. Aziz Yıldırım’ın kimliğine ve tavırlarına karşı çıkanlardan, onun birer cümle ile ortaya attığı konulara daha çok değinmesini isterdim. Böylece Aziz Yıldırım veya bir başkası olsun, Türk sporuna zarar verdiği düşünülenlere cevap, sistemi düzeltmeye katkıda bulunarak verilmiş olurdu. Mesela ne? Yuvarlak laflarla değil, rakamlarla kulüplerin ekonomik durumları, belirsiz gelir - gider tabloları, diğer ülkelerdeki televizyon gelirleri paylaşım kriterleri anlatılsın. “Bedava bilet dağıtılmayacak” kararı alındıktan sonra kulüp yönetimleri bu konuda ne yapmış, yapmamış belgelensin. Kulüpler Birliği’nin amacı ne, nasıl oluşturulmuş, şimdiye kadar ne kararlar alınmış; bilanço çıkarılsın. Kulüpler kalıcı kaynakları nasıl yaratabilir, tartışılsın. Hele maça gitmeyen, bileti bedavaya getirmeye çalışan seyirci profilimizin üstüne bir de stat gelirlerinin yüzde 60’ı kesilirse! Fenerbahçe açısından baş itiraf, kabullenilmeyen bir gerçekti: “Avrupa’da 2007’de başarı diyorduk, ama bazı şeyleri sonra görüp anladık ki, o kadar kolay değilmiş”. “Türkiye’de spor ve futbol yeniden organize edilmeli.” Yani sporun köklü bir kalkınma projesine ihtiyacı var. Birkaç kulüp etrafında değil, ülke çapında. Nasıl yapılır? Fenerbahçe üstüne düşenin ne kadarını yapıyor? Bu sene altyapı için başlatılan çalışma kağıt üstünde mi kalacak, bunun takibi de bize düşüyor. Meydan okudu. Federasyonun en etkili ismi Hasan Doğan’ın “Beşiktaş’ın hakkı yendi” demesi gibi birçok iddiada bulunanları kanıtlamaya, devleti de bu işleri açığa çıkarmaya davet etti. Biz de sadece cevap değil, icraat bekliyoruz. Geçmişi de içine alarak. Acilen. Kulüplerin bedava bilet verdiği, organize ettiği gruplara resmi olarak kapıları kapattı. Oysa onlar Aziz Yıldırım’la güçlenmeye devam etmişti. “Rant kapıları”nı Aziz Yıldırım da açık tutmuştu. Yönetim olarak boyun eğiyorlardı, şikayet etmiyorlardı. Onbinlerce insanın huzurunun bu gruplarca kaçırılmasına tepki göstermiyorlardı. “Güç” bu olsa gerek. Ama bu radikal kararlar, ancak günahlar kabul ederek uygulanırsa sonuca ulaşır. Aziz Yıldırım konuştu. Türk futbolunun, beyinler felç edilerek unutturulan bir yığın sorununu ortaya saçtı. Kafaları karıştırdı, kenara çekildi. Devre arası gündemsizliği varken, bu şok nasıl atlatılacak?

YORUM YAZ