Arama

Popüler aramalar

Lig masalı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Rakamların en net mesajı, sıralamadır. Biraz güç oldu ama takımlar, ligin karamürsel sepeti olmadığını gösterdiler.Türkiye’de en azından son 10 yılda şampiyonluğun sırrı, derbi dışındaki maçlarda minimum puan kaybıdır. Fenerbahçe 2 sezon bu felsefeden sapmadı. Manşetler Daum’a derbi kazanamayan çamurunu atarken, Fenerbahçe sezon sonuna doğru kazanması gereken derbiyi alıp kupa kaldırıyordu. Ama bu sefer kendilerini her maçı kazanma zorunluluğu noktasına getirdiler. Ya da Galatasaray bunu sağladı mı demek lazım...Detaylara benim kadar kafayı takmışsanız, Diyarbakırspor maçındaki Fenerbahçe için sulandırılmış klişeler dışında söyleyecek şeyler bulursunuz. Teknik direktörlerin bizden farklı olma noktalarından biri de bu detaylarla uğraşmalarıdır. 2-0 iken iki stoperin 2 Diyarbakırspor oyuncusuyla yüzyüze kalması, ortalarda 3-4 Fenerbahçeli’nin arka direkte hep bir rakibi unutuyor olması atılan 5 gole karşı uyku kaçırır. O hassas beyin, Mehmet’in aslında ne kadar iyi bir açık oyuncusu olduğunu izlerken, savunma yönünden sallanan bir taş olduğunu düşünür. Çözmek teknik adamın ve transfer belirleyicilerin işidir, futbolcunun yapamasa da yapmak için tüm limitlerini zorlaması gerektiğidir. Bunlar Gaziantepspor maçı için huzur kaçırır. Fenerbahçe’nin 1 senedir tüm planlarını bozan Selçuk-Kemal-Servet eksiğinin geri dönüş sinyallerine rağmen. Zira karşılarında durumları ne olursa olsun son yıllarda 4 takımın dışındakilere liderlik edebilen bir rakip var. Gaziantepspor, sezona başladıktan sonra bir kimlik kazanmıştı: Genç, dinamik, ortalama üstünde çabuk inatçı bir potansiyel. Hala sahipler. İlk yarı bitiminde Fenerbahçe ile İstanbul’da oynanan Fortis Türkiye Kupası maçında sadece durdurmak değil, oynamak da isteyen o sağlam takımı hatırlayan var mı? Ya teknik direktörünü? Galatasaray maçındaki taktik başarısızlık Türkiye’deki teknik adamlık ve kulüp yöneticiliğinin çökmüşlüğünün son örneğini doğurdu. Hüseyin Kalpar sadece kupa maçıyla varoldu ve 2 ay sonra istifa etti. Yönetim 1.5 yıllığına Kalpar’ı göreve getirdiğinde, zamanında tedbir alınmazsa sıkıntılar yaşayabilecekleri için ani kararla Hadzibegic’i gönderdiklerini açıklamıştı. Şimdi ise Samet Aybaba var. Kendilerini tüm sezonu harcayıp bu tip maçlar için yaşayan takım kalıbına soktular. Ankaraspor’un Fenerbahçe galibiyeti sonrası durumu gibi. Bu meslek ahlakı darboğazıyla, yöneticilerin istikrarsız kafalarıyla kelle yeme oburluğu bu parlak takımların veya Türk futbolunun bir geleceği olabilir mi? Hani şu beyaz sayfalar var ya, onlar aslında kireçle boyanmış kapkara sayfalar.