MENÜ

Kuklaların Efendisi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Amerika kıtasındaki soykırımla ilgili rakamsal kıyaslamalardan biri şöyledir: Amerika’daki tüm beyazlar ve siyahlar öldürülürse nüfusun yüzde 86.7’si ölmüş olur. Beyaz adam ise Amerika’da yerlilerin yüzde 95’ini katletti.
Afrika kıtasındaki sömürgeciliğin bedelini ölçmek ise imkansız. Şimdi o kıtalar kendilerini katledenlerin getirdiği din ve kültürle yaşıyor. Politikanın, siyasetin, dünyayı yönetmenin temelinde esirleştirmek, unutturmak ve hedef şaşırtmak vardır. Yani kuklalar yaratmak.

Türk futbolu Fenerbahçe dışında artık kukla. Kişilerin değil, alttaki kayalaşmış organizmanın emrinde. O yüzden şimdi de Mahmut Özgener federasyonunun altı oyuluyor. Levent Bıçakcı’da olduğu gibi. Mesela eski-yeni iş başındaki hakemler ve kurul görevlileri Haluk Ulusoy toplantısına katılıyor. Bir bakıyorsunuz, perde arkasında koltuğa gelebilmek için diğerini yıpratanlar, o diğerleriyle kahkalar atarak beraber oturuyorlar ASY protokolünde. İşin siyasetinin bu kadar içine batmış, bu kadar politize olmuş hakemlerin istemeseler bile etki altında kalmaması mümkün mü? Ama esas tehlike kanıksamak, unutmak. Herşeye değil, sadece sistemin gösterdiğine isyan etmek. Esas tehlike, gelip geçici olan kulüp yöneticilerinin kendilerini sistemi yönetene köle yapması değil. O takımı destekleyen bir avuç veya milyonlarca taraftarın bu köleliğe gıkını çıkaramıyor olmasında. Ve efendilerine boyun eğen yöneticilerinin ve medyanın gösterdiği saptırılmış hedefe, Fenerbahçe’ye takılıp kalmalarında.

Medyanın çizdiği yolu takip etmeyenin bu tekel-lobi-çete-klan-loca teşkilatta zaten geleceği olamaz. İşte bu yüzden inananlar Tanrı’ya şükretsin. Cumadan pazara yaşattıkları için. Cuma ertesi konuşulan ve atılan manşetlerin üstüne cumayı gömecek iki tane hakem odaklı maçı kamuoyunun gözüne soktuğu için. Fikir dansözleri ve kelime satıcılarının nasıl 1.5 günde evrilip devrildiğini gösterdiği için. Tüm takımların nasıl efendiye hizmet eden kuklalar haline dönüştüğünü gösterdiği için.
Hoş, 15 yıldır gösteriyor da, dedik ya artık esas güç, halk, taraftar bitiyor. Sessizleşiyor. Mesela Beşiktaş’ın kimliğini silmeye çalışanlara taraftarı isyan etmiyor. Efendinin istediklerini yapmanın kendilerini felakete sürüklediğini kimse görmüyor. Bakalım efendinin elinden ilk kim ipini koparacak ve körlüğüne son verecek. İşi zorlaştıran ise bu düzeni değiştirme hareketinin liderliğini yapması gereken medyanın, fikrini ve vicdanini çoktan efendiye tepside sunmuş olması. Liboşlaşması.

YORUM YAZ