Arama

Popüler aramalar

Fenerbahçe nasıl kurtulur?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Belli oldu. Fenerbahçe, kafası rahat biçimde sahaya çıkamıyor. Bu biraz da geleneksel. Son 2 yılda Prag gibi orta veya orta üstü takımlara psikolojik avantajı kazandı, ama üst sırada veya geleneği olan takımlara karşı henüz başarılı değil. Schalke mağlubiyetinin zararını ise 2 kırmızı kartla, son şans Milan maçına taşıdılar. Yenilmeme kuralını uygulayamadılar. Grupta 8 maçta deplasmanda galip gelen takım yok. Ama Milan, PSV ve Schalke deplasmanda birer beraberlik almayı başardılar. Fenerbahçe’yi de geriye iten bu oldu.Takımın bu tip maçlarda bireysel futbol zekası çok düşüyor. Appiah ve Anelka’nın duruşu farklı. Türk oyuncuların basit ve temel şeylerdeki zafiyeti, gerilimli maçlarda ortaya çıkıyor. Fauller ve sarı kartlar Avrupa kupaları zihniyeti değil. Oysa kadronun çoğu ümit milli ve milli takım seviyesinde üst düzey maçlar oynamış, hazır isimler. Yıllardır bu konu her yabancı teknik direktörü zorlayan bir handikap. Bu açıkları kapatacak yabancı oyuncuların da zamanla Şampiyonlar Ligi’nde bir yere kadar yeterli olduğu ortaya çıkıyor. Kötü değiller, ama kadroda sürekli yenilenme politikasının doğruluğu tartışılmaz. Ralf Ragnick evinde, kazanması gereken maçta yine tek forveti tercih etti. İşi orta sahada bitirebileceğini ilk maçta görmüştü. İlk maçtaki gibi Fenerbahçe sol kanadı, Hamit ile Rafael’e boyun eğdi. Oysa Schalke, Fenerbahçe’ye isteyip de bulamayacağı boş alanları yine bıraktı. Ama Türkiye’de yapılan taktik ahkamların bir yere kadar olduğunu gördük. “Alex lüks, iyi ki oynamıyor” dendi. İstanbul’da bulunamayan uygunluk ve adette duran top buldular. Onsuz yine orta saha etkisizdi. Nobre olmasa düzelir miydi? 11’de olmamasını savunanlardanım. Ama oynadığında da orta saha ekstra çalışarak bunu avantaja çevirebilirdi. PSV’ye karşı olduğu gibi. Bu sefer yapmadılar. Zira bu, hem her takıma karşı uygulanacak bir sistem değil (mesela Schalke) hem de Fenerbahçe bunu uygulayabilecek olgunlukta değil. Appiah - Selçuk - Aurelio kağıt üstünde çok doğru. Ama olması gerektiği gibi işlemiyor. Tek defansif orta sahalı sistemden daha fazla pozisyon ve gedik veriyorlar. Sebebi de alan paylaşımlarının hatalı, rotasyonun yetersiz olması. İster Schalke, ister Samsunspor karşısında olsun hamle dezavantajına itiyor, müdahale edemiyorlar ve rakibi kesemiyorlar. Bu bölge az kalabalıkken ise hepsinin performansı zirve yapıyor. Grupta kadro yeniliği yüzünden orta saha belirsizliğine sahip bir Fenerbahçe, bir de PSV vardı. PSV tecrübesi ve futbolcularının altyapı sağlamlığıyla şimdilik iyi idare etti. Daum’un orta sahayı işler duruma getirmesi gerek. İlk maçtaki aksaklıkları kapatacak önlemleri alamadı. Bu yüzden haklı olarak Nobre tercihi hep tartışılacak. Ama en hüzün verici olan Dünya Gençler Şampiyonası’nda mücadele etmiş iki oyuncudan Rafael gelir gelmez Schalke 11’ine adım atarken, Türk Milli Takımı’nın en soğukkanlı, en iyi oyuncusu ve lideri Olcan’ın yedek oturmasıydı. Bu, Fenerbahçe ve Daum’dan bağımsız içinden çıkılmaz bir Türk futbolu sorunu. Fenerbahçe Avrupa kupalarından 2 yıllık bir takım. Acı ama gerçek. 40 küsur yıllık macerada bir gelenek oluşturamadı. Kadrosunun çoğunu koruyarak 3-4 yıl kupalarda mücadele edemedi. Türkiye Ligi’nde ne yapması gerektiğini çabuk öğrendi. Takımca 2 sene içinde büyük aşama kaydettiler. Avrupa’da oynamayı da beraber öğrenecekler. Bu yüzden zamana ihtiyaçları var ve bunu da sadece her sene Avrupa kupalarına katılarak, yenilerek giden istikrarlı bir kadro ile elde edebilirler. Risk ve sorumluluk alma cesaretlerini artırmaları lazım.