MENÜ

Çelişkiler

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Üç yıl önce Emre transferinin suya düşmesi Fenerbahçe adına inanılmaz şanstı. Gözü kara biçimde, karşılığı alınamayacak miktarda para teklif edilmişti. Alex’in üstüne çıkılacaktı.
Anlaşılan defter kapanmamış. Oysa 3 yıl önceki Emre şimdikinden iyi durumdaydı. Zirvedeyken takımın en önemli adamı olacak uluslararası çapta yapıya sahip, ama unvanı kısa bir dönem için taşıyabildi. Inter’den Newcastle’a gitmek geri adım atmaktı.
Artık sezonu sakatlıklarla geçiren, 3 maç oynayıp aylarca forma giyemeyen, giyse de ortalama 50 dakika ayakta kalıp bunun da çok kesik ve kısa dönemlerinde eski günlerini anımsatan, ağızlara bal çalarak idare eden bir profil.
Milli takımda Fatih Terim usulü motivasyon yöntemleriyle zaman zaman parladı, az ve aralıklı maç oynama avantajını kullandı, ama aslında ingiltere’deki bir var bir yok Emre’den farklı değildi..
Performansı bu kadar güvenilmez, belirsiz, sezonun yüzde otuzunda aynı düzeyde oynasa başarı sayılacak futbolcuya senede yaklaşık 3.5 milyon Euro vermek (resmi değil), hele maç başına olmazsa futbol aklına terstir. Aziz Yıldırım’ın resmi derginin haziran sayısında dediği “Transferde yatırımı yapmak gibi, o yatırımın geri dönüşü de önemlidir“ ile çelişir. Transferi makul kılabilecek gerekçe yaşı ve yabancı kısıtlaması. Onu yeniden yaratmak istedikleri belli. Ama Fenerbahçe’nin geleceğini teslim edeceği futbolcu mu? Ya da Avrupa’da başarı telaşının kilidi mi? Değer mi? Diğer yan sebep de Galatasaray’ı şoka sokacak sembol ismi almak düşüncesidir. O bayalığı da çoktan aştı Fenerbahçe yönetimi.
Gelelim diğer yaman çelişkiye. Fenerbahçe daha önce de karakterine ters futbolcular aldı. Ama Emre, mücadele ettikleri felsefenin ve dönemlerin sembolü. Futbol oynamaya çalışan, çirkeflik yapmayan, hiçbir şeyin bedelini rakipten çıkarmayan, teknik direktörleriyle bu konuda titizlik gösteren, bozacak herkesi eleştirip uyaran zihniyetin tam zıddı. Milli takım kaptanı olarak yaptığı el kol hareketlerine ve İsviçre olaylarına şaşırmadığımız adamdır Emre.
Fenerbahçe’nin kontrol edilemeyen ve yönetilemeyen tek kurum olduğunu söylüyoruz. Eski günleri geride bırakıp, iktidarların nüfuz edemediği tek kulüp. Zira kendi potansiyeliyle ayakta kalabiliyor. Galatasaray yönetimi gibi menfaat için politize olmak zorunda değil. Taraftarlık bu ülkede kimlikleri dışarda bırakmak demektir. Ama istemeseniz de daha önce kimsenin aklına bile gelmeyen tartışmalar başlayacaktır. Emre’nin kimliği ve çevresi, futbolculuğunun önüne geçti. Fenerbahçe yönetimi bunu değiştirmek, sınırları çizmek ve kontrolü kaybetmemek zorunda. Bu hiç de kolay değil ve aksi ağır sonuçlar doğurabilir. Emre’yi isteyenlerin bir kısmı için ilk gerekçe onunla aynı görüşü paylaşmak olacak. Tümer ise sadece Beşiktaş ve Fenerbahçe açısından taraflar yaratmıştı.

YORUM YAZ