Arama

Popüler aramalar

Borcun varsa derdin yok

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Galatasaray nezdinde Türk futboluna dönük hepimizin bildiği bir tesbit. Bildiği ama derinine inmediği gerçek. Çoğu yazar-yorumcu bu cümleyi kurmak istemez. Futbolumuzun konuşulmayan başka bir yönünü satırlara taşıyan yine yabancı isimdi: Bir zamanlar Reuters için çalışan Steve Bryant. 2002 Dünya Kupası sırasında Türkiye’yi yorumlarken milli takımdaki Galatasaray ağırlıklı yapılanmayı, Sovyetler Birliği ya da Doğu blokundaki, “başarı için tek takım” merkezli politikaya benzetmişti. Kuper’in konuşmasından 1 hafta sonra Galatasaray’ın Şişli’den düşen Seyrantepe projesinin son halinin onaylandığı haberi geldi. Üst kullanım hakkı ihalesiz Galatasaray’a verildi. İstanbul’un en değerli noktalarından birinde, metronun da getirileceği arazide TOKİ, Ali Sami Yen karşılığında modern bir stat yapacak. Galatasaray neredeyse bedelsiz 49 yıllığına stadı kiralayacak. Başbakan, devlet bakanı, belediye başkanı, vs’nin onayıyla. Biz de net yazalım: Bu spor amaçlı kullanılmak üzere kulübe arazi vermenin ötesinde, bir kulübü bataktan kurtarma çalışmasıdır. Ortalığın süt liman olmasının sebebi de “Bir gün gelir biz de fayda görürüz” mantığındaki diğer kulüplerdir. Yoksa en azından yerel yönetimlere ve bürokratlara sırtını vermiş, kulübe gelir yaratmayı devletten koparacağı mal-mülk ve paraya bağlamış 4 büyükler dışındakiler bu boyuttaki bir ayrımcılığa karşı isyan ederlerdi. Devede kulak kalan naklen yayın payları farkı için kıyamet koparan diğer kulüpler, başbakanın kapısına dayanırdı. Yanılıyor muyum?! Kendi ceplerinden yeniledikleri statlara kira ödeyen Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin bu devlet fedakarlığı konusunda ne düşündüğünü geçelim, Anadolu’daki vaziyete bakalım. Seyrantepe’ye imza atan protokolümüz birgün tedbil-i kıyafet, VİP dışındaki tribünlere gitmeyi, oradaki tuvaletlere girmeyi denerler umarım. Tabi iktidarı da anlıyorum. Mevcut siyasi ve ekonomik gelişmeler stres yaratıyor. Medya da canım-cicim aylarını bitirdiğini ilan edip, dolaplardaki hamlelerini ortaya çıkardı. Sarılacak bir şeyler lazım. Türkiye’nin Avrupa’daki tek aydınlık yüzü, tek temsilcisi Galatasaray gibi. Seyrantepe kararının açıklanmasının ön elemeler sonuna denk gelmesi şans olmuş. Zaten Şampiyonlar Ligi için İstanbul belediyesi seferberlik ilan etti. Olimpiyat Stadı ruhu diriltildi. Türkiye’de iki fiziki stada, bir de müstakbel stada sahip tek takıma her şey feda edilmeli. Sakın yanlış anlaşılmasın. Seyrantepe 18 kulübe, amatörlere dağıtılsın ya da diğerlerine de başka kıyaklar yapılsın denmiyor. Beleş felsefesi bitsin. Geri dönüşümü olanlar desteklensin. Batıranlardan hesap sorulsun. Gerekirse diğer kulüplerin de bedelsiz, elini oynatmadan ellisini aldıkları durdurulsun. Siz batırın, biz sizi kurtarırız diyen devlet olmasın. Olur mu? Olmaz. Olmaya zorlayacak medyanın da destek verdiği ve kafayı Kezman’ın eline, Nouma’nın şortuna taktığını düşünürsek vaziyet ümitsizdir.Yalnız bir rica var: Anlaşmanın bilançosu, rakamlarla kamuoyuna açıklansın. Kanunlara uygunluğu tartışılsın. Kararı alanlar kamuoyu önünde bu karar ile yüzleşsin. Türk sporunda böyle bir yardımın ne demek olduğu kıyaslansın. Rekabeti bozan ve dengesizlik yaratanın Anelka’yı ya da Ricardinho’yu getirmek olmadığını ispatlayan devletimizi tebrik ediyorum. Milli sömürü sağolsun.