Arama

Popüler aramalar

MHK tavrını değiştirmediği sürece...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ligimizin ilk üç haftasını geride bıraktık. Hakem kararlarıyla ilgili ciddi tartışmaların yaşandığı maçlar da oldu, hakemlerin başarıyla yönettiği ve takdir gördüğü maçlar da... İlk üç haftada hakemlerin en çok eleştirildiği konular genelde, verilmeyen kırmızı kartlar ve çalınançalınmayan penaltılar oldu. Milli maç arası MHK için; nefes alma, hasar tespiti ve onarımı için uygun bir zaman dilimi olarak görülebilir. Bu üç haftada yaşananlar masaya yatırılmalı, eksiklik ve hatalar nerelerde tespit edilmeli ve tekrarlanmaması için alınacak tedbirler belirlenmelidir. MHK bunları yaparken; objektif davranmalı, duygusallıktan uzaklaşmalı, yapılan hataları isimlere, maçın skoruna, maç sonu yönetici açıklamalarına göre değerlendirmemeli; tek rehberi FIFA ve UEFA normları olmalıdır.

Ödül ve ceza uygulamasına geçilmeli

Maalesef Namoğlu ve kurulunun bu konularda sicili pek parlak değil. Çünkü geçtiğimiz sezondaki uygulamalarında FIFA ve UEFA normlarından önce, kulüplerin beklentilerini ve yönetici açıklamalarını daha belirleyici olarak gördüler. Artık bu mantıktan sıyrılıp, ödül ve ceza uygulamasına geçilmesi gerekir. Testiyi taşıyanla, kıranın ayırt edilmesi şarttır. Yapılan hatanın kamuoyunda oluşturduğu tepki değil, kurallar ve normlar belirleyici olmalıdır. FIFA’nın olmazsa olmazı sporcu sağlığıdır. Bir hakem sahada oyuncuların güvenliğinden sorumludur ve aksine davrananları mutlaka cezalandırmalıdır. Bu keyfiyet gerektiren bir durum değildir.

Affı olmayan hareket...

Kayserispor-Osmanlıspor maçında Badji’nin Vrsajevic’e, Beşiktaş-Bursaspor maçında Agu’nun Talisca’ya hareketi mutlak kırmızı kartla cezalandırılması gereken hareketlerdir. Hakemler bu tür davranışları hoş göremezler. Keza bir önceki hafta Sivasspor- Y.Malatyaspor maçında Azubike’nin Emre’ye hareketi de kırmızı karttır ve affı yoktur. İlk hafta Trabzonspor-Konyaspor maçında Durica-Traore pozisyonunda, sporcu sağlığını düşünmeyen ve kırmızı kartını göstermeyen hakem iki haftadır görev alamıyordu. Azubike’nin hak ettiği kırmızı kartı göstermeyen hakemin, hemen ertesi hafta görev aldığını görünce, yine MHK’nin geçmişteki uygulamalarına devam edeceği yönünde hisse kapıldım.

FIFA ve UEFA normları kullanılmalı

Ya da şöyle mi düşünmeliyim: “Tam teşekküllü bir hastanenin ortopedi kliniğinden alınmış ‘ayağında kırık vardır’ raporunu görmeden, Namoğlu herhangi bir yaptırıma gerek görmüyor ve görev vermeye devam ediyor.” Şaka bir tarafa, sonuç odaklı ve kamuoyu yönlendirmesiyle kendine strateji belirlemeye çalışan MHK tavrını değiştirmediği sürece; evrensel FIFA ve UEFA normlarının uygulandığı maçlar yerine, “Türkiye normlarının” uygulandığı maçlar izlemeye mahkûm oluruz. Ayak kırılmadan da kırmızı karta ihtiyaç olacağını düşünemeyiz. Yeni bir tartışmayı d