Arama

Popüler aramalar

Farklı kostümler

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ama gerçek şu; Fenerbahçe iki yarıda iki farklı kostüm giydi... İlki üzerine oturmadı, ikincisi biçilmiş kaftan oldu.

İlk yarı bittiğinde özet şöyleydi;

Kayserispor, Fenerbahçe galibi Tolunay Kafkas'ın oyunu ile sahadaydı. Kanatlar takviyeli, orta saha hareketli, geriye yaslanmadan, forvet destekli... Tek sorun top kontrolündeki düşük yüzdeydi..
Ev sahibinde orta sahada kurgu görevi Meireles ile Cristian'daydı. Sow-Kuyt ikilisiyle beslenmesi gereken Emenike ise uzun toplara mahkum edilmişti.

Kayseri'nin taktiği Fenerbahçe'yi zorladı. Caner, Karabük'te olduğu gibi neredeyse hiç hücuma çıkamadı. Sow ile Kuyt kanatlarda boşluk aramaktan yoruldu. Ve beklendiği gibi; Meireles ile Cristian topu ortadan taşıyıp, isabetli dağıtım yapamadı. Tüm bunlara rağmen gol pozisyonlarını bulan ev sahibi oldu. Cristian ile 2, Sow ile (artistik hareket yapmasa gol olurdu) 1 kez tehlike yaratıldı.
Kayseri'nin konsantre oyunu Fenerbahçe'yi her geçen dakika daha da sıkıntıya soktu. Çünkü ev sahibinde ne bireysel, ne de takım oyunu anlamında hiçbir pozitif görüntü izlenemedi.
İkinci yarı bambaşka bir gece yaşandı. Fenerbahçe sanki devre arası aşısı (!) ile daha zorlayıcıydı. Penaltı golü Fenerbahçe'yi rahatlattı, Bobo'nun şok golü ise "4 Türk'ten defans olmaz" özdeyişinin kanıtıydı.
Ama Fenerbahçe artık daha kararlıydı. Çünkü hem Kuyt hem Sow toparlanmıştı. Hele Gökhan Gönül ile Caner de kanatlardan hücuma eşlik edince oyun karşı alana yıkıldı, sanki ortadan gelecek organizasyonlara ihtiyaç bile kalmadı.

Sow ve Topal'ın golleri takımın üzerindeki kara bulutları dağıttı. Bence 90 dakikanın en inatçı ve yararlı ismi Emenike 4. golü sonuna kadar hak etmişti. Caner'in golü çoktan jeneriklerdeki yerini aldı.
Sıkıntılı başlayan gecenin sonu, tıpkı Süper Lig'in ilk yarısı gibi Fenerbahçe açısından mutlu bitti. Daha ne olsun ezeli rakip ile puan farkı 8...